Büyülü Fener
Dün aşkın ve ateşin gecesiydi. Oynanmamış maçı kaybetmiş sayılan Fenerbahçeli futbolcular, maçtan önce ateşi içmiş "eylemciler" gibiydi.
***
Fenerbahçe'yi daha ilk dakikalarda galibiyete kilitleyen güç, futbolcularda vardı da, Beşiktaş'ın içe dönük oyunu, "sabrın işçiliği" olarak algılandı. Ama 12. dakikada Beşiktaş defansı kendi kıyametini yaşarken, Tuncay ve Kezman "mahşerin atlılarıydı" sanki. Basit bir planla, çok değerli bir gole imza attılar. Golden sonra kimliğini arayan Beşiktaş'ın Burak'la harcadığı iki pozisyon var.
***
Bundan sonraki dakikalarda çaresiz bir hakem izledik. 28. dakikada İbrahimToroman, Tuncay'ın üzerine çıktı, Tuncay'ın belki de omuzu çıktı ama hakem faul bile vermedi. Bana sorarsanız dün geceki hakem, "sadece karanlık bir elbiseydi."
***
İkinci yarıda, zamanı bu gibi harcayan Beşiktaş'a karşılık, Fenerbahçe'nin akıllı oyunu şampiyonluga basılmış mühürdü.. Dün gece Kezman mücadeleciydi ama ben en çok Lugano'yu beğendim. Sahanın en fedekar adamıydı. Ortasından şampiyonluk geçen bir maçın, kıyısından bile geçilmedi futbol olarak. Ama İnönüStadı'ndan "büyülübirFener" geçti... Kartal'a iyi avcı derler de, kıyıdan döndüğü de çok görülmüştür. Tıpkı dün geceki gibi...