Eşkıyalarımızı geri verin
Haksızlığa karşı isyan edip, dağa çıkan adamlar vardı. "Hamido" derlerdi, "Koçero!" İsimleri de yiğitti, kendileri gibi. Devlet katında suçlu sayılırlardı da, eşkıya derlerdi onlara. Vatandaşı onlarla korkuturlardı. Oysa vatandaş bilirdi, dağdaki adamların şehirdeki adamlardan adil olduğunu. Şimdi futbolumuza bakıyorum da... Dünyanın en sevgisiz canlıları, çocuklarımızı birbirine kırdırıyorsa... Yozlaşmış güçler, hep bir takıma karşı kullanıyorsa adaletini. Sezon başından beri ağzı ishal olmuş yöneticilerin sözleri "tırışkadan nağmeler" olarak algılanıyor da, sadece bir takımın temsilcilerine işliyorsa kurallar. Her hafta sonu pisliklerinin altını temizlemeyenler, üste çıkıyorsa arsızca... Eşkıyalarımızı bize geri versinler. İçindeki insanı bir kez olsun dışarı çıkarmayanlar, ruhundaki canavara bir gün bile izin vermiyorsa... Birbirlerinin kirli çamaşırlarını yıkayanlar, çok kişi olup, bir kişinin üzerine çullanmaktan utanmıyorsa... Sahada belirlenmesi gereken sonuçlar, saha dışı güçler tarafından belirleniyorsa... Hep aynı adrese gidiyorsa haram puanlar... Şikenin üzerine gidilmeyip, altına yatılıyorsa... "Soysuz bir davanın" cezalısı sayılıyorsa sadece bir takım... Eşkıyalarımızı bize geri versinler. Futbol yorumcuları bir başkana kızıp, bir camianın talan edilmesine göz yumuyorsa... Televizyon odalarında, aynı pozisyona forma rengine bakılarak yorum yapılıyorsa... Adaletsizliğin karnı deşildiğinde hep aynı adamlar çıkıyorsa karşımıza... Ve temizlemeye çalıştıkları lekeler bir türlü çıkmıyorsa... Hep birlikte haykırıyoruz. "Eşkıyalarımızı bize geri verin!" O eşkıyaların adaleti, takım elbiseli şeytanın elçilerinden bin kere daha adalettir.