Bir metropol nasıl yönetilmez
Bu sabah 3 yaşındaki kızımla Kavacık'tan köprü çıkışına kadar korna çaldık. 'Amcalar neden korna çalıyor?' dedi. Ben de 'Protesto ediyorlar kızım.' dedim. 'Biz de çalalım Annem!' dedi. Ve hep korna çaldık. Polis amcalar bize sadece güldüler. Oysa Nehir arabada, ağladı, acıktı, tuvaleti geldi. Ve ben bu duruma hiç gülmedim. Nehir sadece bir tane çocuktu gördüğüm. Ama servislerinde okullarına giden, derslerini kaçıran, ağlayan, acıkan birçok çocuk olduğuna eminim. Ben sadece şöyle diyebilirim: Adalet yerini bulacak, bir gün benim çocuğumu üzeni de üzen bulunacaktır. 1 Mayıs'ta bana gelen sayısız mesajdan biri bu. Bütün dünyada İşçi Bayramı, Bahar Bayramı olan böyle bir günü rezilliğe dönüştürenler yüzünden, insanların yaşadığı sıkıntıyı anlatan yüzlerce mesaj. Valiyi istifaya çağıranlar, hükümeti protesto edenler, Çağlayan mitinginin intikamının alındığını düşünenler. Halbuki olan bitenin tek izahı beceriksizlik. Yoksa böyle kent yönetmek kolay... Kaza mı oluyor aynı yolda sürekli. Kapat yolu kaza olmasın. (Sahil Yolu gece kapatılıyor.) Olay mı çıkması muhtemel? Kapat bütün yolları, kimse geçemesin karşıya. Ne olay çıkar ne bir şey. Sayın Vali televizyonlarda açıklama yaparken çok sinirliydi. Ama emin olsun ki; 4 saatte işine gidenler kadar sinirlenmiş olamaz. Tam 4 saat 15 dakika yürüdüm Salı sabahı. Gelen binlerce mesajın içinden çok azını okuyabildim. Çünkü çoğu öfke ve küfür doluydu. Servislerde acıkan çocuklar, uçaklarını kaçıranlar, mallarını yükleyemedikleri için kafayı yemek üzere olan işadamları. Ama en acısı hastanelere gitmeye çalışanlar. Çocuğu hasta olan ve hastaneye gitmeye çalışan bir anne canlı yayında ağladı. Bu mu polisin ve valinin vatandaşlar için yaptığı çalışmanın sonucu? Sayın Vali diyor ki; "Bir gün önce 2 sayfa açıklama yaptık" Kaçta yapmışlar açıklamayı? 30 Nisan akşamı 18'den sonra. O saatten sonra medyanın insanları uyarması mümkün değil. Kaldı ki açıklamanın hiçbir yerinde köprü yollarının kesileceği ve tek şeritten geçiş verileceği belirtilmiyor. Güvenlik için bu uygulamanın açıklanmamış olması mümkün değil. Zaten tüm vapur ve motor seferlerini durdurduktan sonra köprüleri kapatacağını söylesen ne olur söylemesen ne olur? Vali Cumhurbaşkanı'nın vekili. Dolayısıyla bu olan bitene Sayın Ahmet Necdet Sezer'in el koyması lazım. Bizde istifa mekanizması yok. Bu kadar olan bitenin üstüne Vali veya Emniyet Müdürü istifa etmez. İçişleri Bakanı deseniz, mümkün değil dokunmaz adamlarına. O zaman sayın Cumhurbaşkanım lütfen siz konuyla ilgileniniz. Dünyanın en büyük metropollerinden biri olan İstanbul böyle yönetilmez. Yönetilmemeli... Ama artık insanlar sessiz değil. Tepki veriyorlar. Binlerce insan Salı sabahı kornalara bastı. Birçok sürücü kornalarını yaktı. (Özellikle 2. köprüde polis kornaya basanların plakalarını yazmış. Ne yapacaklar acaba?) Yukarıdaki resim artık nasıl bir neslin yetiştiğini göstermek adına çok önemlidir. Devletin vatandaşına karşı bu kadar hoşgörüsüz olması insanları birbirine daha çok kenetlemektedir. Tandoğan ve Çağlayan bize bunu açıkça göstermiştir. Emin olun çok şey değişecek bu ülkede. Yeter ki susmayalım!