Suçlu tüm siyasetçilerdir
Eflatun'un bir sözü var. Diyor ki, "Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen kaçınılmaz sonuç cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır." Siyasetle ilgilenmemek ve oy kullanmamanın bizi getirdiği nokta budur. AKP'li Cumhurbaşkanı, AKP'li Başbakan, ve AKP'li Meclis Başkanı. Bildiğiniz bir hükümdarlık durumu var. Padişah ne isterse oluyor. Her şey iki dudağının arasında. Aslında suçlu olan Tayyip Erdoğan değil. Yıllarca yaptıklarıyla insanları siyasetten soğutan, milletvekili gördüğünde yüzlerde oluşan ekşimeye neden olan siyasetçilerdir sorumlu olanlar. Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli, Deniz Baykal ve bu siyasetçilerin yanında yer alan bakanlık yapmış yapmamış tüm siyasetçiler bu tablonun sorumlusudur. Türk insanını siyasetten ve siyasetçiden soğutarak sandıktan uzaklaştırdılar. "Oy vermeye değer kimse yok" diyerek oy kullanmayanların yanında bu durumu bilen, sandıklara taşıdıkları ve oy kullansın diye un, şeker, kömür verdikleri insanları kullanan AKP dünyanın en kötü seçim sistemi sayesinde 5 sene önce yüzde 34 oyla meclisin yüzde 65'ini aldı. Bu sayısal güç sayesinde haklarında hiçbir soruşturma yapılamadı. Düşünün AKP gibi bir parti var ve bu partinin hiçbir bakanının görev süresi içinde hakkında açılmış bir soruşturma yok. Sütten çıkmış "AK" kaşıklar yani. Tüm bu olan biten yetmezmiş gibi bu yüzde 34 sayesinde 5 yılın sonunda birde 7 yıllık Cumhurbaşkanı seçiyorlar. Yani tarihin en az oy kullanılan seçimlerinde alınan yüzde 34 oyla ülkenin 12 yılını yönetiyorlar. Bunun adı demokrasi değildir. Bu siyasetçilerin kendi menfaatleri için zaman içinde çarpık hale getirdikleri seçim sisteminin bizi getirdiği bir durumdur. Bu durumun suçlusu Türkiye'de bugüne kadar görev almış tüm siyasetçilerdir.