Dindarlık ölçütü
Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın, Dindar Cumhurbaşkanı seçeceğiz, şeklindeki sözleri yankı buldu. Dünkü yazımızda bizim de değindiğimiz gibi... CHP Başkanvekili Ali Topuz'dan çok sert ve keskin bir tepki geldi: Allah'ın vekili mi, nereden biliyor kimin dindar olduğunu, diye sordu.
***
Ben ise daha değişik bir perdeden sormak istiyorum. Sayın Arınç'ın siyasi rakibi değilim. Sadece bu memleketin bir gazetecisiyim.
***
Meclis Başkanı Arınç'ın bakış açısına sahip olsaydık, Çankaya Köşkü için getirdiği dindarlık ölçütünü, devletin öteki birçok kurumu için de düşünmeli değil miyiz? Eğer bu düşünce tarzı doğru ise... Meclis Başkanı da dindar olursa iyi olurdu. Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları da. Belediye başkanları da. Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi üyeleri de.
***
Çankaya Köşkü ve Cumhurbaşkanlığı için dindarlık ölçütünü arıyorsak, başka birçok kurum için de aynı ölçütü aramak gerekmez miydi? Adım adım, usul usul bu zihniyet toplumda bir arayış ve genel koşul haline gelirdi ki, herhalde sonunda mahalle muhtarlarının da dindar olmalarından fayda umar hale gelebilirdik. Şu kadarını söylemek zorundayım. Birinci aşama bu ise ikinci aşama dindar sayılmayanların tespit edilmesi, dışlanması ve cezalandırılması olacaktır. Cumhuriyet Türkiyesi'nin ve laik demokratik sosyal hukuk devletinin Meclis Başkanı'nın ağzından çıkan üç kelimelik cümle, talihsiz değil, tehlikeli bir cümledir.