Ağlamak kader mi?
Türk milleti bu dünyaya ağlamak için gelmiş, desem itiraz eder misiniz? İtiraz edebilirsiniz, ama doğru mu değil mi diye de düşünmek gerek. Kapadokya'ya, çoluk çocuk gezmeye giderken, 9'u öğrenci 33 kişi hayatını kaybederse, ağlamak kader olur. Peki niye oluyor, ağlamak kader? Çünkü hiç düşünmüyoruz, hiç hazırlanmıyoruz, hiçbir ihtimali hesaba katmıyoruz. Tam tersi, Bize bir şey olmaz, diyoruz her defasında... Sonra, feci şeyler olduğunda da başlıyoruz ağlamaya... İsmi üzerinde kaza bu, ne yapalım, demek kimi kurtarır. Veya, ölen karısı ile çocuğunun arkasından gözyaşı döken bir adamın, Umarım şimdi cennete gitmişlerdir, demesi neyi değiştirir?
***
Karşı yönden gelen kum kamyonu ile kafa kafaya çarpışan ve kazada hayatını da kaybeden otobüs sürücüsü mü sadece kusurlu? 40 kişilik külüstür otobüse 60 kişi binenler kusursuz mu? Gündüz gözüyle yolculuk yapmak yerine, gece vakti ufacık bebecik çocukları yollara düşürenler kusursuz mu? Ya otobüs şoförünü, Dikkatli kullan, aşırı hız yapma, diye sürekli uyarmak yerine, otobüste dümbelek çalanlar, Ferhat Göçer dinleyenler, sürücünün dikkatini bozanlar çok mu kusursuz? Yol şeritleri silinmişse, yeniden çizilmemişse, bu kazada Karayolları'nın hiç mi kusuru, kabahati yok?
***
İnsan neye yanıyor biliyor musunuz? Zavallı çocukların, güvendikleri, inandıkları ve canlarını emanet ettikleri dikkatsiz, şuursuz ve bilinçsiz yetişkinler yüzünden ölüp gitmiş olmalarına yanıyor. Bu korkunç kaza, ne ilk ne de son olacaktır? Gazeteler, sayfalarında gözyaşı döken haberler yaptılar, cenazeler gömüldü, vatandaş ağladı. Görev tamamlandı. Çocuklar da öldükleriyle kaldılar. Türkiye'nin en büyük sorunu bilinçsizlik!