Sandık fetişizmi
Yandaki yazıda, demokrasilerde, seçmenin ve seçimlerin tartışılmaz önemine yeterli vurguyu yaptım. Özellikle seçilmişlerin, öte yandan da demokrasiye inanan aydınların her zaman dikkatle bu vurgu üzerinde durmaları gerektiği çok açık. Yalnız, bunu götürüp sandık fetişizmine kadar dayandırmak da abestir.
***
Her daim söyleniyor. Efendim, atanmışlar hadlerini bilsinler... Özellikle seçilmişlerin, öte yandan da demokrasiye inanan aydınların her zaman dikkatle bu vurgu üzerinde durmaları gerektiği çok açık. Yalnız, bunu götürüp sandık fetişizmine kadar dayandırmak da abestir.
***
Her daim söyleniyor. Efendim, atanmışlar hadlerini bilsinler... Eyvallah ama seçilmişler de kadiri mutlak olamazlar gerçek demokrasilerde. Devletin ve toplumun yapılanması bilhassa, sonradan demokrasiyi tehdit edebilecek politik akımlara ve sapmalara karşı bir önlem olarak, güçler ayrılığını öngörmüştür ve bunda da şikayet edilecek bir hal yoktur.
***
Dünyada, büyük erklerle donanmış başkanlık sistemlerinin bile yasal ve kurumsal frenleri mevcuttur. Toplumsal sistemlerin istikbali için önemli bu... O yüzden bir kere daha hatırlamakta yarar var ki seçimlere ve seçmene saygı gösteren demokrasi yanlıları, atanmışlara zenci muamelesi yapmaktan vazgeçmelidir. Siyasetçi, bu milletin hizmetkarı ise ki öyle olması beklenir... Atanmışlar da zaten çoğu zaman siyasi iktidarlar tarafından atanan hizmetkarlardır.
***
Bu söylediklerimiz tabii ki oturmuş bir demokrasi görgüsü ve sağlam demokrat duruş ile ilgili. Bir siyasi cephenin adamı iseniz, ya atanmışlara yontarsınız ya seçilmişlere yontarsınız. Bu da, hadi Erdoğan'ın literatüre soktuğu son söz ile bitirelim, delikanlı bir duruş değildir. Atanmışları toptan görevden alalım isterseniz, bakalım ne olacak?