* Hiç boş zamanınız yok mu? "Dükkanın yüzde 100'ü benim olsa bu kadar etkin ve verimli çalışmazdım" diye düşünüyorum. Bunu da bir profesyonellik etiği olarak düşünüyorum. Ahir ömrümde çok eğlenip, gülüp söyleyemedim, hiçbir davete icabet edemedim ama ülkemin çalışan insanlara ihtiyacı var. Bu, hamasi bir nutuk gibi düşünülmesin. Çünkü bir otel odasında bir kişiyle başlayıp sonra 6 bin 600 çalışana ulaşan bankanın başındaki kişi olarak buna hakkım var diye düşünüyorum.
* Sanata, spora meraklı bir kişisiniz, geçmişte seslendirme yaptığınız biliniyor... Aletli jimnastik yapıyordum, Türkiye çapında derecelerim oldu. 9-10 yaşından üniversiteyi bitirip de İş Bankası Teftiş Kurulu'na girene kadar seslendirmelere devam ettim. Beyaz Gölge, İsviçreli Robinson, Bonanza gibi o zaman ne kadar dizi varsa onlarda seslendirme yapıyordum. 9 yaşından sonra babamdan harçlık almadım. Üniversiteyi bitirdiğimde, bu işe devam etmeyi düşündüm. Ancak "Sanat hayatı güzel ama para kazanabilir miyim?" sorusu geldi aklıma. Hoş, İş Bankası'na girdiğimde seslendirmeden daha fazla kazanıyordum. Sonunda böyle bir tercih kullandım, iyi ki böyle yapmışım.
* Şimdi dizi ya da seslendirme teklifi gelse kabul eder misiniz? Çok sevinirim, para almadan hemen kabul ederim. Ankara Devlet Tiyatroları'nın çok güzide sanatçılarıyla birlikte omuz omuza çalıştık. Onların yanında yetiştik. Bu deneyim bana topluluklara daha rahat hitap etme yeteneği kazandırdı.