Ahlaki değerler
Ahlaklılık denildiği zaman, yalnızca başkasının karısına kızına sarkmamanın anlaşıldığı toplumlarda, ahlaksızlık alır başını gider. Gider de, hiç kimse de alıp başını giden şeyin ahlaksızlık olduğunu bilmez, kabul etmez. Halbuki artık ortada toplumsal çapta bir ahlaksızlık sözkonusudur.
***
Star gazetesi yazdı. Maliye müfettişleri tarafından gelir ve mal varlıkları incelemeye alınan 200 bin yeşil kartlıdan, 20 bininin zengin olduğu ortaya çıkartılmış. Yani aşağı yukarı 10'da 1. Müfettişler, cebinde yeşil kart taşıdıkları için, ücret ödemeksizin tedavi gören, ilaç alan kişilerin ne tür varlıkları olduğunu belirlemişler biliyor musunuz. Adamın yeşil kartı var. Bir de TIR filosu var. Adamın yeşil kartı var, bankada da 500 bin lirası var. Adamın yeşil kartı var bir de cipi var. Adamın yeşil kartı var, bir de apartmanı var.
***
Devlet yeşil kartı çıkartmış. Ödeme imkanı olmayanlara, ilaçsız, tedavisiz kalmasınlar diye dağıtıyor. Herif gidiyor, utanmaksızın bir yeşil kart alıyor, cebinde parası hatta bankada serveti olduğu halde 10 liralık, 20 liralık ilacı devlete fatura ediyor. Bu ahlaksızlık değilse, ahlaksızlık nedir? En temel ahlaki değer, hakkın olmayan şeye el uzatmamak değil mi? Sonra ne yapıyoruz? İşte bir 18 Mart daha geldi geçiyor. Çanakkale Geçilmez, diye kendi kendimize hava atıyoruz. Ama ahlaksızlık virüsü delip geçiyor.