Bir yerde yanlış var ama Fenerbahçe ne zaman şampiyonluğa koşsa takip edenler tarafından hemen, "Bu takımı babam da olsa şampiyon yapar" şeklinde futbol mantığına(!), bilgisine(!) ve felsefesine(!) uygun son derece düzeyli(!) bir polemik başlatılır. Uzun yıllara dayanan bu geyik muhabbetini engellemek maalesef olanaksız gibi görünüyor. Benim tek üzüntüm Fenerbahçe'yi şampiyon yapacak o babalarla bir türlü müşerref olamamamdır. Belki de ortada bir baba yoktur da bu deyim, görev yapan teknik adamı aşağılamak, yerin dibine sokmak için uydurulan bir terim olarak kullanılıyordur. Bilemiyorum. Aldıkları futbol eğitimini, "Ben küçük yaşlardan beri maçlara giderim" şeklinde açıklayanlar için Fenerbahçe teknik direktörleri futbolu asla bilmeyenlerdir. Aslında burada bütün suç yönetimlerde. Futbol topunu ilk defa 20 yaşlarında gören büyük futbol adamlarını(!) kurslara çağırıp Daum gibi, Zico gibi hayatını futbola adamış olmalarına rağmen hiç bir şey bilmeyenlere(!) ders verdirseler de futbolumuz biraz olsa kurtulsa nasıl olur acaba. Yazdıklarım için şaka notunu düşmek isterdim ama diyemiyorum. Çünkü adamlar çok ciddi olarak öğretmenliğe soyunmuşlar. Futbolu o kadar top oynamış, o kadar kurslara gitmiş, o kadar takımlar çalıştırmış insanlar bilmiyor, "Ben biliyorum" diyorlar. Yapacak bir şey yok. Yalnız bu arkadaşlara söyleyecek çok şey var. Bakın arkadaşlar bir yerlerde yanlış yapıyorsunuz. Ama nerelerde. Gelin hep beraber bunları bulmaya çalışalım. Hem sizler rahatlayın, hem de bizler. Mesela, "Edu'yu, Lugano'yu, Deivid'i nereden buldunuz?", "Bitmiş Kezman'ı nereden getirdiniz?" diyerek başkan ve yönetimi istifaya davet ediyorsunuz. "Ümit Özat, Serkan, Tümer, Can, Volkan bu takımda oynayacak adamlar mı?" diye ekliyorsunuz. Yani size göre geriye bir Tuncay, bir Appiah, bir Aurelio kalıyor. Bir de Alex ama onun için de, "Koşmuyor, kovun gitsin" demiyor musunuz? Diyorsunuz. İyi güzel.. Peki bunları söyledikten sonra hangi yüzle, "Bu takım nasıl şampiyon olmaz" diyorsunuz? Avrupa'da nasıl başarılı olmaz masallarını hangi yüzle anlatıyorsunuz? Şimdi ben soruyorum. Size bu kadar kötü olan takımdan nasıl başarılar bekliyor sunuz? Zico'yu, size göre kötü olan kadroya, "İyi top oynatmıyor" diye nasıl yerden yere vuruyorsunuz? Bunları yapıyorsunuz, şampiyon olunca da "Babam da olsa" muhabbetine başlıyorsunuz, yazdıklarınızı çizdiklerinizi unutuyorsunuz. Bakın şimdi aşağıya yazacaklarımı iyi okuyun, değerlendirin ve sonra kararınızı verin: 1- Eğer bir takımın futbolcuları yetersizse, transferler yanlışsa bu takımın şampiyon olması olanaksızdır. 2- Eğer böyle bir takım başarılı olamamışsa takımın teknik direktörüne futbol adına yüklenemezsiniz, hatta eleştiremezsiniz. 3- Eğer bu takım, bu şartlarda yine de şampiyon oluyorsa o teknik adamı göklere çıkarmak, futbol adına yapacağınız en doğru iştir. 4- Eğer takım iyi olup da futbol kötüyse o zaman suç teknik adamındır. Ama sizler takımın iyi olduğunu kabul etmediğiniz için bu şıkkı unutun gitsin. Son söz; Takım iyi kurulmuş. Ama başarılı olamıyorsa yönetimi rahat bırakacaksın. Ancak takım kötü, hala liderse o zaman teknik adamı rahat bırakacaksın. Fakat sizler hem teknik adamın, hem yönetimin, hem futbolcuların kellesini istiyorsunuz. O zaman kabul etmelisiniz ki Fenerbahçe'ye alerjisi olan insanlarsınız. Kusura bakmayın eldeki veriler bunu gösteriyor. Bir yerlerdeki yanlışı bulduk galiba ne dersiniz?
Servisi 
Fenerbahçe ne zaman şampiyonluğa koşsa takip edenler tarafından hemen, "Bu takımı babam da olsa şampiyon yapar" şeklinde futbol mantığına(!), bilgisine(!) ve felsefesine(!) uygun son derece düzeyli(!) bir polemik başlatılır. Uzun yıllara dayanan bu geyik muhabbetini engellemek maalesef olanaksız gibi görünüyor. Benim tek üzüntüm Fenerbahçe'yi şampiyon yapacak o babalarla bir türlü müşerref olamamamdır. Belki de ortada bir baba yoktur da bu deyim, görev yapan teknik adamı aşağılamak, yerin dibine sokmak için uydurulan bir terim olarak kullanılıyordur. Bilemiyorum. Aldıkları futbol eğitimini, "Ben küçük yaşlardan beri maçlara giderim" şeklinde açıklayanlar için Fenerbahçe teknik direktörleri futbolu asla bilmeyenlerdir. Aslında burada bütün suç yönetimlerde. Futbol topunu ilk defa 20 yaşlarında gören büyük futbol adamlarını(!) kurslara çağırıp Daum gibi, Zico gibi hayatını futbola adamış olmalarına rağmen hiç bir şey bilmeyenlere(!) ders verdirseler de futbolumuz biraz olsa kurtulsa nasıl olur acaba. Yazdıklarım için şaka notunu düşmek isterdim ama diyemiyorum. Çünkü adamlar çok ciddi olarak öğretmenliğe soyunmuşlar. Futbolu o kadar top oynamış, o kadar kurslara gitmiş, o kadar takımlar çalıştırmış insanlar bilmiyor, "Ben biliyorum" diyorlar. Yapacak bir şey yok. Yalnız bu arkadaşlara söyleyecek çok şey var. Bakın arkadaşlar bir yerlerde yanlış yapıyorsunuz. Ama nerelerde. Gelin hep beraber bunları bulmaya çalışalım. Hem sizler rahatlayın, hem de bizler. Mesela, "Edu'yu, Lugano'yu, Deivid'i nereden buldunuz?", "Bitmiş Kezman'ı nereden getirdiniz?" diyerek başkan ve yönetimi istifaya davet ediyorsunuz. "Ümit Özat, Serkan, Tümer, Can, Volkan bu takımda oynayacak adamlar mı?" diye ekliyorsunuz. Yani size göre geriye bir Tuncay, bir Appiah, bir Aurelio kalıyor. Bir de Alex ama onun için de, "Koşmuyor, kovun gitsin" demiyor musunuz? Diyorsunuz. İyi güzel.. Peki bunları söyledikten sonra hangi yüzle, "Bu takım nasıl şampiyon olmaz" diyorsunuz? Avrupa'da nasıl başarılı olmaz masallarını hangi yüzle anlatıyorsunuz? Şimdi ben soruyorum. Size bu kadar kötü olan takımdan nasıl başarılar bekliyor sunuz? Zico'yu, size göre kötü olan kadroya, "İyi top oynatmıyor" diye nasıl yerden yere vuruyorsunuz? Bunları yapıyorsunuz, şampiyon olunca da "Babam da olsa" muhabbetine başlıyorsunuz, yazdıklarınızı çizdiklerinizi unutuyorsunuz. Bakın şimdi aşağıya yazacaklarımı iyi okuyun, değerlendirin ve sonra kararınızı verin: 
