Adalet yerini bulacak mı?
Bu durumda sorumlulara dava açmanın zorluğunu biliyor musunuz? İbrahim Yılmaz isimli okuyucum avukat ve tazminat konusunda uzman. Bakın böyle bir durumla karşı karşıya geldiğinizde yaşayacaklarınızı ve Dilara'nın ailesinin başına gelecekleri nasıl anlatıyor; O mağdur aileye mahkeme 100.000,00 YTL. dahi vermez. Anne ve babaya bugüne kadar verilmiş en yüksek manevi tazminat 20.000 YTL'dir. Alabilecekleri maddi tazminat da en fazla 10.000,00 YTL'dir. Diğer bir husus da mağdur aile 500.000 YTL'nin de 100.000 YTL'nin de harcını yatıramazlar. 500.000 YTL'nin harcı binde 54 olup, 27 milyar lira. Bunun 1/4'ü 6.750 YTL'si peşin. Kalanı karar verildikten sonra ödeniyor. 100.000 YTL'nin harcı 5.400 YTL. Peşin ödenecek olan 1.350 YTL. Bunun dışında 1.000 YTL de bilirkişi ücreti ve sair masrafları olacak. Hukukumuzda adli yardım diye bir müessese var ama, mahkemeler şu gerekçelerde adli yardım taleplerini reddediyorlar: Avukat tuttuğu için, 250 YTL., kira geliri olduğu için 400 YTL., maaş aldığı için, SSK emeklisi olduğu için. Sadece hiçbir işi olmayan, evi olmayan ve avukat tutmayanlara "belki" adli yardım kararı veriyorlar. Bu gerekçelerin hepsi komik de; avukatı olduğu için adli yardımdan yararlandırmamak kadar Türkiye'ye mahsus bir gariplik olamaz. Halbuki, birçok meslektaşım hiçbir ücret almadan bu tür davayı ediyor ve avukatlık ücretini ve masrafını davayı kazandıktan sonra zarar veren taraftan alıyor. Esas yargılanması gereken şirketin yetkilileri "iş güvenliği malzemelerini sağlaması gerekenler", "parayı götürenler". İşte durum bu sevgili okurlar. Dilara'nın ailesi çocuklarını kaybettiklerine mi yansınlar yoksa bundan sonra başlarına gelecek bu hukuk rezaletine mi üzülsünler? Nasıl bir ülkede yaşadığımızı bir kez daha düşünün ve siz karar verin.