Halkı yoksul olanın
İstanbul'da deprem taraması, bir felakete yatırım biçimine dönüşüyor. Bina taramalarının yüzde 3'te kalması bir yana, yolların müteahhitlere sebil edilmesi, olası bir depremde can kaybının ne olacağının resmi belgesi. E-5'i izleyin lütfen. Alternatif yol üretmeyenlerce anayollar ara yol haline getirildi. Otomobillerin bırakın yol almayı, kaçacak delikleri bile yok. İstanbul'un en kalabalık ilçesi Bakırköy'ün girişi, bir ahır kapısı kadar. BüyükşehirBelediyeBaşkanıKadirTopbaş'ın harika eseri, olası bir depremde, nasıl bir faciaya dönüşür acaba? Halkı yoksul olanın, belediye başkanlarının görüşü de yoksul oluyor.
***
Gelelim yollarda harcanan paralara. Birkaç ay önce çakılan demir kazıklar söküldü, yerine yenileri çakılıyor. Paralar yollara saçılıyor. Hüner yeni yollar döşemekte olmalıydı, yolları demir kazıklarla bölmekte değil. Bunun bedelini para olarak ödedik... Olası bir depremde can olarak da ödeyeceğiz herhalde... Ambulanslar cennete yolcu taşırken... Halkı yoksul olanın, müteahhitleri zengin oluyor. Saltanatı sefalet olurken...
***
Her şeyi çok kolay unutuyoruz. Bir televizyon dizisinin yasaklanmasına gösterdiğimiz tepkiyi, yollarımızı mahvedenlere ve bizleri ölüme terk edenlere gösteremiyoruz. Yasaklanması gerekenler, aslında çocuklarımızın önüne hiç konulmaması gerekenler değil mi? Şehirlerin geleceğinin de çocuklarımızın geleceğiyle doğru orantılı olması gerekmez mi? Halkı yoksul olanın, çocuklarını yalanların dansına kaldırırlar. Analarını babalarını da, seçimde bir torba erzakla kandırırlar.