Ne çok hikayeyi almışsın koynuna, Ey ruhunu sevdiğimin şehri! Yarı toklukla, umutlu açlıklarını boynuna dolayan, Geçmişlerini, sevinçlerini, hüzünlerini memleket topraklarında bırakıp da; Onlarca yol alıp, sana sığınanlarla dolu her yan... Efkarlı bir duman bürümüş her yanı, Her evin bacasından süzülen ayrı bir nefes şimdi, Her nefesin sende boğulmuş bir serzenişti... Kimi zaman, kanlı caddelerde, yüreğin limelendi Kimi zaman, lanet edildi varlığına, gündüzüne, gecene Dumanlı, silik yaşamların failisin sen dendi. Oysa, en çok sevdalara bileklerin kelepçelendi; Bir onlar söküp atamadılar seni içlerinden. Kız Kulesi'nin gölgesinde ne aşklar; bitip yeniden tazelendi... Ya Ortaköy, benzemiyor muydu sanki o ılık esen rüzgar, Sevgilinin yıllanmış nefesine, Okşamıyor muydu saçını, Masumca dokunmuyor muydu tenine? Ey ruhunu sevdiğimin şehri! Vazgeçemediğim, inceden inceye ruhuma işlediğim, Sevdamsın sen İstanbul... www.suyaimza.com/ MEDİHAÇALIŞKAN