Mektuba gerek var mı? Haluk Ulusoy ülkemiz futbolunu FİFA'ya, "Siyası baskı var" diyerek ihbar ediyor. Bunu yapan federasyon başkanımız. Koltuğu bırakmamak için ülkesini şikayet eden bir başkan. Görünen o ki onun için önem taşıyan tek şey var; o da koltuk. İşin acı tarafı verdiği demeçler, yaptığı eylemlerle hep ters düşüyor. Toplumu kandırıyor. Ama unuttuğu bir gerçek var ki çok önemli. O da etrafa çöreklenmiş menfaat düşkünleri dışında, eyyamcı olmayan insanlarımızın da var olduğu gerçeği. Kapı gibi toplanmış 112 imzayı yok sayması neyin nesidir? Yok 40 toplanmış, yok 50. En son 70'e kadar çıktılar. Efendim noterden gelecekmiş de, postada gecikmiş de gibi bahanelere daha ne kadar sığınacaklar acaba? İmzayı atanların isimleri de, soyadları da belli. Hiç biri inkar etmiyor. Bu imzalar delegelerin şu andaki yönetimi istemediğinin belgeli ispatlarıdır. Şimdi Fenerbahçe önderliğinde kulüplerimiz bu 112 imzayı FİFA ve UEFA'ya göndererek hiç bir baskı olmadığını, tamamen kendi özgür iradeleriyle seçim istediklerini söyleyecekler. Böylece Türk futbolu adına sahneye konulmaya çalışılan çirkin bir tezgahın da önüne geçilmiş olacak. İkili oynarsın oynarsın bir yere gidersin. Bir yandan Johanson'a oy atarken, diğer yanda seçimi kazanan Platini'ye koşup, adam ne olduğunu anlamadan boynuna sarılacaksın. Sonra da ülkeye dönüp, "Platini'yi ben seçtirdim" diye bakın ne kadar önemliyim mesajları vermeye kalkışacaksın. Belki bizimkileri uyutabilir ama Avrupa medyası uyumuyor. Bild ve L'Equipe Gazeteleri verilen oyları tüm çıplaklığıyla açıkladılar. MehmetAliŞahin,FİFA'nın davetiyesini memnunlukla karşılıyor ve "Bizim söyleyeceklerimizden sonra hiç bir şey kalmayacak" diyor. Zaten FİFA da, UEFA da ülkesini ihbar eden bir başkana fazla prim vermez. ŞenezErzik bile seçimlerden sonra, "Türkiye'de, Platini'yi tanıdığını iddia eden adamlara prim verilmesin" diye bizleri uyurmadı mı? Eeee daha neyi tartışıyoruz? Bir takıma karşı kurulan akıl almaz ittifakta yer alan federasyon, eşitsizliğin, adaletsizliğin cirit attığı bir ortamda, sadece kendisine yakın olanlara eşit mesafede dururken görevi bırakmalarını istemek futbolun içindekilerin görevidir. Siyasi baskı masallarını, FİFA da, UEFA da yemeyecektir. Yani aslında o mektuba falan gerek de yok, ihtiyaç da.