Sorular
Haftalık dergisinin geçen sayısında AyşenurArslan MİT Müsteşarı Emre Taner'in açıklamaları ve kendisiyle yaptığı görüşme ile ilgili yazısını şöyle bitiriyordu: "2007'ninçoksıcakgeçeceğikehanetdeğil.Önümüzdekigünlerdesuikastgirişimlerindensınırhareketliliğine,açıkkapalısiyasetkapışmalarınakadarpekçoksertliksürprizolmayacak." Arslan yılların gazetecisi. Bana göre televizyon haberciliğinin en önemli isimlerinden. Değerlendirmesinin üstünden kısa bir zaman geçmesinin ardından HrantDink'in katledilişi bunu göstermiyor mu? Peki her seçim yılının hemen başlarında katledilen gazetecilere ne diyorsunuz? Bu Türkiye'nin kaderi midir? Türkiye, "BuadamTürkiye'yisevmiyor.Gitonuöldür" dendiğinde bunu yapacak kadar salak gençlerle mi dolu? Neredeyse her 4 yılda bir aydınların, gazetecilerin katledilişine daha ne kadar seyirci kalacağız? Gazeteler ve topyekün basın neden isyan etmez bu duruma? Neden ortak bir manşetle çıkamaz gazeteler? Açık açık insanları hedef gösteren Vakit gibi gazeteler, Kemal Kerinçsiz gibi adamlar için nasıl bir adalet sistemi hiçbir şey yapamaz? Bu kadar kıymetli bir insanın, üstelik 'toplumda kutuplaşma oluşsun' diye katledilen bir insanın cenazesine "İtalyaBaşbakanıgeliyor.Onunlatünelaçacağım.Cenazeyekatılamam" diyerek nasıl katılmaz Başbakan? Al İtalya Başbakanı'nı beraber katıl. Ya da ertele programını, bana ne? Toplumun huzurundan daha mı önemli Bolu Tüneli? Keşke son ölüm olsa Hrant Dink'inki. Ama olmayacak, biliyorum. Yukarıdaki hiçbir sorunun cevabını alamamış birisi olarak, bir tek bu sorunun cevabını bilmekten nefret ediyorum.