Viyana yollarında -3-
9 günlük Orta Avrupa seyahatimiz devam ediyor. Nihayet Prag'dan yola çıktık. Türkiye'de üretilen ve gözümüzde tüten güzelim otobüslerimize rahmet okutan tur otobüsümüzle hareket ettik. Uzun çabalar sonucunda, zamanında Ruslar tarafından yapılan bir otobana çıktık. Sonunda sınıra ulaştık. Avusturya sınırından kolayca geçtikten sonra bariz bir medeniyetin içine girdiğimizi hissettik. Bir anda yollar düzeldi. Etraf güzelleşmeye başladı. Avusturya küçük bir ülke olmasına rağmen oldukça zengin. Almanca konuşmalarından ve şehirlerinin Almanya'nın kentlerini andırmasından dolayı isimleri KüçükAlmanya kalmış. Nüfus çok yaşlı olduğundan göçmen işçi sayısı en fazla olan ülkelerden biri. En fazlada doğal olarak Türkler var.
Topluulaşımdediğinböyleolur Viyana'da gayet merkezi bir konumda bulunan ve metroya 15 metre mesafedeki otelimize yerleştikten sonra şehri gezmeye çıktık. 5 Euro'ya aldığınız bir biletle 24 saat boyunca Viyana'daki tüm toplu taşıma araçlarından sınırsız olarak faydalanabiliyorsunuz. Toplu taşıma aracı dediğimiz zaman bizdeki gibi kıçı kırık bir metro ve eski püskü otobüsler anlaşılmasın sakın. Tüm Viyana şehrini baştan başa dolaşan tam 5 ayrı metro hattı var. Bu hatların kesiştiği çeşitli noktalarda kolaylıkla aktarma yapabiliyorsunuz. Kentin en önemli merkezini ring halinde dolaşan başta olmak üzere sayısız tramvay hattı mevcut.
AslanımgarsonMehmet Saraylar ve müzeleri içeren turistik turumuzu gerçekleştirdikten sonra şehrin asıl yaşam bölgelerini dolaşmaya başladık. MariahilferStrasse isimli uzun bir cadde var. Alışverişin kalbi Viyana'da burada atıyor. Yılbaşı sonrası tüm mağazalar burada indirim yapıyor. Ancak bu indirimler bizdeki gibi bindirim sonrası indirim değil. Ciddi ciddi indirim. Buna rağmen birçok ürün bizden pahalı. Uzun bir yürüyüşten sonra yorularak bir Segafredo isimli bir kafeteryaya girdik. Almanca menüyü sökmeye çalışırken yanımıza yanaşan garson Türkçe olarak "Bensizeyardımcıolayım" dedi. Gün boyunca buna benzer en az 5-6 olay yaşadık. En ummadığımız yerlerde bile Türkler karşımıza çıktılar ve hep yardımcı oldular. Yani Viyana'da sokak ortasında "Yok mu yardım eden" diye bağırsanız kesin birileri koşa koşa yanınıza gelir. Garson arkadaşımızın ismi MehmetAslan . Mehmet 27 yaşında. 6 yıldır Viyana'da. Askerliğini bitirdikten sonra evlenmiş ve türlü numaralarla kapağı Avusturya'ya atmış. 2 çocuğu varmış.
Türkişçilerisoyuyorlar Aslan "Siz bakmayın Viyana'da seslerini çıkarmıyorlar bize çünkü ihtiyaçları var. Avusturya'nın diğer yerlerinde hala bizden nefret eden ve örgütlenenler var" diyor. Türkiye'ye izne gelmeyi dört gözle bekliyor. "Modern şehir işte. İyi de para kazanıyorsun" diyecek oluyorum, "İnsanın memleketi gibisi var mı abi. Sen burada neler çektiğimizi birde bize sor" diyor. Bir kez arabayla Türkiye'ye gitmiş. Bulgaristan'da yaşadıkları yüzünden tövbe etmiş. Bulgar polisinin çeteler kurarak Bulgar yollarında Türkleri organize şekilde soyduğunu anlatıyor. "Hiç kimse gelip size derdinizi sormuyor mu büyükelçilikten falan? Anlatmıyor musunuz onlara?" diye soruyorum. "Nederdimizisormasıabi.Büyükelçiliğeişimizdüşünceburnumuzdangetiriyorlar.Çokkötüdavranıyorlar" diyor. Dışişleri Bakanlığı'nın Bulgaristan yolunda yaşananlara acil bir çözüm bulması gerekiyor. Asgari ücret Avusturya'da 800Euro'dan başlıyormuş. Üstelik bu günlük 6 saat çalışanlara verilen en az ücret. Bizim asgari ücreti belirleyenlerin kulakları çınlasın! Olurda yolunuz bir gün Viyana'ya düşerse mutlaka Mehmet Aslan'ın yanına uğrayın. Viyana ile ilgili ne istiyorsanız size anlatır. Yardımcı olur hatta hiçbir tur rehberinin size anlatmayacağı yerleri gezdirir. Yeter ki Mehmet'e sıcak bir "Merhaba" diyin. Bir de benden selam söyleyin mutlaka.