ultrAslan'ın kuruluşunun yaklaşık 1 sene sonrasında yapılan seçimlerde ultrAslan'ın böyle bir gelecek misyonu taşımadığını herkes gördü. Gerek kongrede, gerek kulislerde bir çok insan oralardaydı ama ultrAslan ismini ortaya koyan hiç kimse yoktu. Çünkü daha ilk toplantıda, söz vermişlerdi: "Kulübümüzü idareciler yönetir, bizim işimiz tribündür.. Ne yönetimin ne de muhalefetin yancısı olmayacağız. Başkan ya da yöneticilerin kim olduğu bizi doğrudan ilgilendirmez. İyi yapan alkışlanır, kötü yapan protesto edilir." Elbette aralarında Galatasaray Kulüp üyesi olup da yönetici olmak için farklı listelerden seçime katılanlar da vardı. Ama hiç biri ultrAslan adıyla bir faaliyet yürütmedi. Elbetteki ultrAslan üyelerinin büyük bir hassasiyetle korumaya çalıştıkları "Bağımsızlık" tutkusu da bunda büyük rol oynuyordu. O dönemlerdeki Galatasaray içi en büyük kavga olan ve bir medya savaşına dönüşen Uzan Grubu-Doğan Grubu kavgasında örneğin, tek tek her ultrAslan üyesi farklı düşünse de, saatler süren tartışmaların sonunda tartışmanın iki tarafına da hitap eden "Haddinizi bilin! Galatasaray'ımızı Medya Savaşlarınıza Alet Etmeyin! " pankartı Kapalı tribünde açıldı ve bu tür konulara sadece ve sadece "Taraftar bakış açısı"ndan bakılacağı gösterilmiş oldu. ultrAslan kurulalı henüz daha 8 ay, Genç Galatasaraylılar Derneği ise kurulalı henüz 2 ay olduğu halde rakip tribünlerin de kabul etmek zorunda kaldıkları gibi, çok çabuk büyüdü. Bu hızlı büyümenin yarattığı beklenti fazlalığıyla uğraşmak da çok zordu. Ama and içmişlerdi başaracaklardı. Çünkü tribün kendi içindeki hiyerarşik ve aynı zamanda demokratik ("Nasıl oluyor ?" diye sorulmasın, biz yaptık oldu diyorlar.) yapısında hakikaten çok sıkı özeleştiri geleneğini sürdürdüğü müddetçe, ultrAslan bu süreçten de aklıyla doğru yolu ve yöntemi bularak çıkacaktı. Bir şeyi bozmak gerçekten çok kolaydı. "Katılmıyorum, bana ters" diyerek çekilmek de bir yoldu... Ama herkes ultrAslan'ın üzerine ihtimamla titriyor, ona halel gelmesin istiyordu... En sert tartışmalar bile sonunda uzlaşmayla sonuçlanıyordu. Çünkü onlar Galatasaraylıydı...