Bilindiği gibi "Ultras", aslında Avrupa'da başlamış ve giderek yayılmış uluslararası bir taraftar hareketi. Ultras hareketi, takımına duyduğu bağlılığı oldukça radikal bir temelde kavrayan bir akım. Yeni Oluşum'un elbette, başlangıçta kendisine koyduğu hedefler arasında bu düzeyde bir radikallik söz konusu değildi. Dahası, hedefi "sadece kulübünü desteklemek" olan bir taraftar hareketinin holiganizmi desteklemesi elbette söz konusu olamazdı. Ancak, "Onurlu ve gururlu bir taraftar grubu" olabilmenin yolu gerçek bir grup olarak davranmaktan geçiyordu. İşte ultrAslan, bu vurguyu güçlendirmek açısından seçilmişti. Ayrıca Türkiye'de ilk kez "Ultras" hareketinin bağımsız bir devamı olarak ismiyle boy gösterecekti. Dahası, hareketin yeniliğini göstermesi açısından da doğru bir isim bulunmuştu. İsimdeki "Aslan" vurgusu da tribünlerin "Alamet-i farikası" olan bu soylu "Kral"ın adını kullanmaktan vazgeçilemeyeceğini de göstererek olumlu bir adımı işaret ediyordu... Ve elbetteki Büyük Kaptan Aslan Nihat'ın (Bekdik) da ruhu şad ediliyordu. İkinci toplantıda ayrıca kuruluş sürecinin yükünü taşımak üzere toplantıyı düzenleyen ekibin tümünün katıldığı geçici bir yönetim kurulu oluşturuldu. Ve 29 Mart 2001'de, Ali Sami Yen Stadı'nın karşısındaki Park Cafe'de genişletilmiş bir 3. toplantı kararı alındı.