İstanbul Üniversitesi'nden bir ricam var
Çocukluğumun en önemli simgelerinden biri BeyazıtKulesi'dir. Anneannemin Davutpaşa'daki evinden her akşam merakla bakardım tepesindeki ışık ne renk diye. Eğer yeşil yanarsa ertesi gün yağmur yağacak manasına gelirdi. Mavi yanarsa hava açık, sarı yanarsa sisli. En çok kırmızıyı beklerdim ama ben. Kırmızı yanarsa ertesi gün kar yağacak çünkü. Okullar tatil olacak. Gel zaman git zaman Beyazıt Kulesi İstanbulBüyükşehirBelediyesi ve İstanbulÜniversitesi arasında anlaşmazlık konusu oldu. Senindi-benimdi derken, kaderine terk ettiler İstanbul'un göbeğindeki bu muhteşem tarihi varlığı. 1829'da yangın gözetleme kulesi olarak inşa edilmiş Beyazıt Kulesi ve uzun zaman İstanbul İtfaiyesi tarafından kullanılmış. Sonra, belediye ve üniversite arasında ihtilaf çıkınca boş boş beklemiş. Artık ertesi gün havanın nasıl olacağını Zincirlikuyu'daki GarantiBankası Genel Müdürlük binasının tepesindeki ışıktan öğreniyoruz. Gerçi o ışık da biraz garip. Uzaktan ne renk olduğu anlaşılmıyor. Garanti Bankası yetkililerinin ışığın şeklini değiştirmeleri şart. Yoksa yaptıkları iş müthiş. Maliye Bakanlığı en sonunda Beyazıt Kulesi'nin İstanbul Üniversitesi'ne devrine karar vermiş. Bundan sonra top üniversitede ve benim İstanbul Üniversitesi yöneticilerinden bir ricam var. İster turistik amaçla kullanın ister başka bir maksatla, ama lütfen kulenin üzerindeki ışıkları yeniden hayata geçirin. İstanbul'un dört bir yanından insanlar gökyüzüne baktıklarında havanın nasıl olacağını yine Beyazıt Kulesi'nden öğrensinler.