Hırsız bulunamadı mı? Geçen bahar aylarında Fransa'da yüksek lisans eğitimimi yaparken, DünyaİşKadınlarıZirvesi'nisunmak üzere iki günlüğüne İstanbul'a gelmiştim. Zirveye bir gün kala, yarımsaatliğine annemle evden çıktığımızda evimizsoyuldu. Mücevherler ve laptoplarımız gitti. Hatta ben hırsıza medyaaracılığıylaçağrı yapıp, laptobumun içindeki dosyaları geri istemiştim, zira mastertezimdehırsızlabirlikte gitmişti. Ses seda çıkmadı, oturup 80 sayfa tezi baştan yazdım. Hırsızın evimizi soymasının ertesi günü, EmineErdoğan ve yabancı devlet başkanlarının eşlerinin katıldığı zirveyisunuyordum. Bir ara İstanbulEmniyetMüdürüCelalettinCerrah'ıneşini gördüm, ve hemen durumumu anlattım. Sağolsunlar olay hemen müdüre iletildi ve çok ilgilenildi. Aradan aylargeçti, İstanbul'da büyükbirhırsızlıkçetesi yakalandı. Gidip baktık, bizim eşyalaryok, sadece annemin tektaşyüzüğünü gördük. Zabıt tutuldu, ve bir kaç hafta sonra yüzükanneme teslim edildi. Bir de ne görelim, pırlantalıtektaşyüzükyerine sen şeffaf poşete ona benzer plastikbiryüzük koyup bize ver. Daha neler? 'Bu bizimki değil, işaretlemiştik...' diye anlatıyorsun ama nafile. Çete yakalandı, sevindik ama hiçbirşeygerigelmedi. Çeteyi yakalamak da yetmiyor anlaşılan...