İletişimi engelleyen, hayatı neredeyse kabusa çeviren ağız kokusunun pek çok farklı sebebi olabilir. Bu rahatsızlığın tedavisi çok kolay; yeter ki ne yapacağınızı bilin.
Toplumun yüzde 50'sini etkilediği tahmin edilen ağız kokusundan kurtulmak aslında hiç de zor değil. Ağız kokusunun türtü sebepleri olabilir ama uzman bir doktordan yardım alarak, doğru teşhisle bu rahatsızlıktan kurtulabilirsiniz.
Fizyolojik ağız kokusu: Açlıkta ve beslenme alışkanlığına bağlı olarak ortaya çıkan koku tipidir. Kırmızı et, balık, peynir gibi yüksek proteinli yiyeceklerle bakterilerin etkileşmeleri sonucunda oluşur. Soğan, sarımsak gibi kokulu yiyeceklerin yanı sıra alkol, kahve ve sigara da içerdiği sülfünden dolayı koku verir. Etkili bir ağız temizliği ile bu koku engellenebilir.
Patolojik ağız kokusu: Kalıcıdır, diş fırçalama, ağız çalkalama gibi alışılmış metotlarla geçmez. Kokunun kaynağına inilerek tedavi yapılması gerekir. Yüzde 90 diş eti hastalıkları, diş çürükleri gibi ağız kaynaklıdır. Kokuya, gıda artıkları, ağız mukozasından dökülen hücreler, tükürük ve ağızda toplanan lökositlerin artıkları yol açar. Dilin arka tarafı eğer tükürük tarafından tam olarak temizlenemiyorsa, buraya da rahatça bakteri yerleşebilir ve bu da koku oluşumuna sebep olur.
Farklı sebeplerden oluşan koku: Kronik bademcik iltihapları, ağız içinde meydana gelen mantar hastalıkları ve ağızda yara yapan hastalıklardan dolayı da ağız kokusu meydana gelebilir. Tükürük bezi hastalıkları, şeker hastalığı, hepatitler, vitamin eksiklileri, menopoz, duygusal gerilim, ilaçlar azalmış tükürük akımına yol açarak ağzın kendi kendini temizleme mekanizmasının ortadan kalkmasına sebep olur ve ağız kokusu oluşur. Burun tıkanıklığı olan kişilerde ağız solunumundan dolayı ağız kuruması olur ve bu da ağız hijyenini bozup kokuya yol açar. Sinüzit iltihaplanması ve artmış tükürük salgısı da ağız kokusuna sebep olabilir. Burunda veya ağız-yutak da mevcut yabancı cisimler iltihaplanmaya yol açarak kötü koku oluşturabilir. Özellikle çocuklar ve zihinsel engelli hastaların değerlendirilmesinde yabancı cisimler akla getirilmelidir.
Psikolojik ağzı kokusu: Bazı hastalar başkalarının fark etmediği ağız kokusundan şikayetçi olabilirler. Bazen bu inanç o kadar kuvvetli olur ki hayatlarını olumsuz yönde etkiler, depresif bir hale sokar ve hatta intiharı bile düşündürtür. Bu hayali ağız kokusu "Olfactory Reference Sendrom" adı verilen psikiyatrik bir durumdur. Stres altındaki kişilerde tükürük akımındaki azalmayla beraber dolaylı olarak ağız kokusu ortaya çıkabilir. Stres ağız ve diş sağlığını da olumsuz etkiler.
Sebebi bulmanın basit yöntemleri Ağız kokusunun saptanmasındaki basit bir test, hastanın kendi bileğini yalamasıdır. Birkaç saniye yalanan yerin kuruması beklendikten sonra bölge koklanır. Kötü kokunun dilden kaynaklı olup olmadığının değerlendirilmesi dilin arka yüzeylerinden plastik bir kaşık vasıtasıyla kazıma yapılması ve koklanmasıyla tespit edilir. Diş ipiyle yapılan ağız kokusu testinde ise, mumsuz diş ipi arka taraftaki diş aralarında geçirilir ve koklanarak değerlendirilir. Halimetre de nefesteki sülfür içeriklerini tespit ederek ağız kokusunun teşhis ve tedavisinde önemli rol oynar. Ağız kokusuna yol açan gaz bölümlerini milyarda bir hassasiyetle "ppb" (parts per billion) cinsinden tespitinde kullanılır. Ölçümler hastanın ağız veya burnundan verdiği hava ile yapılır. En sık kullanılan, en hızlı en kolay metottur.
Ağız kokusu nasıl tedavi edilir? Önce kokunun kaynağı bulunur. Burada hastaları değerlendirmede diş hekimi, KBB uzmanı, gastroenteroloji uzmanı gibi ekiplerin beraber çalışması tedavinin başarısını artıracaktır. Ağızda oluşan koku sıklıkla diş tedavisi gerektirir. Etkili metot, ağız temizliği ve temel diş-dişeti bakımının yapılmasıdır.