Git
'Gidiyorum' dediğinde bana, gözlerimi sıkıca yumup 'Git!' demiştim sadece. Aklımdan gidemeyeceğin geçmişti yine. Birbirimize ne çok 'git' dediğimizi getirip aklıma, aptal bir kabadayılık taslayarak sana, 'git' deyivermiştim apansız. "Git ve bitsin bu gidemeyen gidişlerimiz!" Hiç yüreğimden geçirmediğim bir şeye tanık oldu gözlerim; seni yüreğimden, yüreksizce kovabilmek için kapattığım gözlerimi açtığımda, gidiyordun! Ardında hiç gözyaşı bırakmadan, sana yalvarmama fırsat verecek zamanı benden esirgeyerek, sadece gidiyordun. Belki pişman olacak kadar bekleseydin, beni sensizleştiren kabadayılıktan vazgeçebilirdim. Bilseydim, 'git' demenin bugünkü anlamını, yumar mıydım gözlerimi! Aşk olmadan yaşamanın, anlamsız bir soluk alışverişi olduğunu bilsem; hiç, 'git' demek için yumar mıydım gözlerini. Sen gittin, aşk gitti... Soluk alışverişi devam ediyor anlamsızca!
|