Bebek sahibi olan her 10 anneden biri loğusa sendromunun pençesine düşüyor. Ölümle dahi sonuçlanabilen bu sendromu anne adaylarının ya da yeni anne olanların iyi tanıması gerekiyor.
Post-partum ya da bilinen adıyla loğusa sendromunu; planlayarak anne olan kadınlar da, aceleyle karar verenler de, kazara hamile kalan kadınlar da yaşıyor. Her kadın için büyük bir risk oluşturan loğusa sendromunun erken yaşta gebe kalan kadınlarda risk oranının yüzde 30 daha fazla olduğunu söyleyen Kadın Hastalıkları Uzmanı Dr. Birgül Karakoç, "Geçmişte depresyon öyküsü olan kadınlarda doğum sonrasında depresyon riski yüzde 25'tir" diyor. Dr. Karakoç, önceki hamileliğinde doğum sonrası depresyon yaşayan ve şimdi hüzün bulguları olan kadınlarda ise major depresyon riskinin yüzde 85 olduğunu belirtiyor.
YALNIZ BIRAKILMAMALI Doğumdan sonra altı hafta içinde görülmeye başlanan loğusa sendromu; ilk 12 ay içinde de yaşanabiliyor. Birçok kadın için geçici olabilirken, kimi zaman bir-iki yıl da sürebiliyor. Bu konuda yapılan bir araştırmaya göre, her 10 anneden biri post-partum depresyonu (loğusalık sendromu) geçiriyor. Ne yazık ki, bu kadınların çoğu, ne yaşadığını bilmeden ve destek görmeden bu süreci atlatmaya çalışıyor. Bu nedenle kimi zaman sendrom intihar ve ölüm gibi kötü sonuçlara da yol açabiliyor. Uzmanlar, loğusa sendromunu temel olarak ikini neden bağlıyor: Biyoloji ve psikososyal nedenler...
YÜKSEK RİSK GRUBU... Biyolojik nedenlerin temelinde hamilelik döneminde yükselen östrojen ve progesteron düzeylerinin doğumla birlikte ani düşmesi gösteriliyor. Geç başlangıçlı bu doğum sonrası depresyona; tiroit rahatsızlıkları da neden olabiliyor. Psikososyal nedenlerin temelinde ise stres, iletişim kopukluğu, güven duygusunun azlığı gösteriliyor. Hayatlarını kendilerinden çok dış faktörlerin yönettiğini düşünen anneler, doğum sonrası depresyonu açısından yüksek risk grubu içinde yer alıyor; anne sadece alıcı rolünü kaybederek, bu kez de besleyici bir rol üstleniyor.
TEDAVİSİ MÜMKÜN Doğum sonrası duygusal değişmelerin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, bu durumun tedavisi mümkün. Uzmanlar, doğum hüznü durumu ortaya çıktığında, istiharat ederek, bebek uyuduğunda uyuyarak, aile bireyleri ya da arkadaşlarından yardım alarak, her gün düzenli duş alıp giyinerek, dışarı çıkıp yürüyüş yaparak ve rahatlamak istediği zamanlarda bir yakınından yardım alarak rahatlayabileceğini belirtiyor.
DEPRESİF DURUMLAR Ağır depresif bir durum yaşandığında ise mutlaka uzmana başvurulması gerekiyor. Muayene, tetkikler ve gerektiğinde anti-depresan veya anti-psikotik ilaç uygulaması yapılabiliyor. Bireysel ya da grup terapisi ile anne-babaya danışmanlık hizmeti de veriliyor.