Eski çamlar bardak oldu
Sevgili dostum Aydın Örs de işi en iyi bilendir ama artık en iyisini yapamıyor maalesef. Zaman aşımına önlem alamadı, kendini yenilemeye de direniyor. İşin esprisi tabii ama hala Osmanlıca sağdan sola tuttuğu teknik notları kullanıyor galiba. Geçenlerde kaybettiğimiz bütün zamanların en büyük koçu ünlü Red Auerbach "Doğru davranışlar açıklama ve özür gerektirmeyenlerdir" diyerek çok baba bir laf etmiştir. Aydın son zamanlarda her yenilgiye bir kulp bulur oldu. Açık alanda, koşu halinde çok isabetli sayılar üreten, içerde potaları domine edecek adamları varken (mesela Euroleague bütün zamanların en iyi ribaundcusu Mirsad) Fenerbahçe'nin hala akışkan, transition/geçişten sayı üreten bir hücum sistemi yok. Analım istedi herhalde Auerbach'dan devam "Bir arşın başarı dünyalar dolusu vaade bedeldir" Umut da yok, başarının kerteside gözükmüyor F.Bahçe'de. Motion offense dediğimiz, pasa göre akışkanlık kazanan çağdaş setup nerdeyse klasiklere karışacak Aydın'ın takımı hala 80'lerin statik hücumunu oynuyor. Atıcıya uzunu pota altından ampul dışına çıkarıp perde yaptırarak sayı arayışı 24 basketbolunda tarih oldu. Yenersin yenilirsin o başka mesele ama elindeki kadro/malzemeden en iyi verimi almak işin amentüsüdür. 36 yaşında Mrsiç daha nereye kadar sırtlayacak takımı. Lafın gelişi değil resmen öyle yapıyor... Baskılı savunmalara karşı sırtını potaya dönmüş top getiren oyun kurucu görüntüsüne başka takımlarda hiç rastladınız mı? Sezon başında "Çılgın kadro cool hoca... Bu egosinir yoğun enerjiyi pozitife dönüştürüp sahaya yansıtabilmenin üstesinden, Türk koçlar arasında, cool tavrı ve saygınlığıyla, ancak o gelebilir. Takım çıldıracak o dizginleyecek ve orta yol bulunarak Kanarya Avrupa'da başarıya koşacaktır diye umuyorum..." yorumu yapmıştım ama ilk yarıyı bitirdik ve Fenerbahçe ÜLKER grubunda en iyi 6. dan top16'ya girme hesaplarına düştü... Bıraksaydı da çıldırsa mıydılar acaba?