Zico gerçeği
Fenerbahçe iyi durumda da olsa kötü durumda da olsa üzerindeki polemikler asla bitmiyor. Ligde 7 puan önde, Frankfurt'la berabere kalırsa Avrupa'da yoluna devam edecek. Yani işler iyi gidiyor. Ligin bitmesine bir hafta kalmış ama Zico hala sorgulanıyor. Gitsin diyenler bile var. Diğer teknik adamlarla kıyaslanıyor. Fenerbahçe'den daha fazla para harcayıp transferler yapan Beşiktaş'ın Tigana'sından 8 puan önde. Ligin en tepesinde en fazla gol atan, en fazla galibiyet alan takımın teknik adamı. İyi oynuyor kötü oynuyor ama ligde ne yaptığını bilen kadrosunu oturtmuş belki de tek takım Fenerbahçe. Bakın Aurelio sezona çok kötü başladı. Camianın olsun taraftarın olsun, medyanın olsun ona karşı bir hoşgörüsü vardı. Çünkü Aurelio gerçekten dürüst bir futbol emekçisi. Üç yıldır takımının orta sahadaki yükünü tek başına çekiyor. Çirkeflikler asla yapmıyor. Tam tersine herkese sempatik geliyor. Ama bu hoşgörü bile sınırlarını zorlamaya başlamışken gazete sayfalarında eleştiriler arka arkaya gelirken Zico ne yaptı? Onu korumaya aldı, ortamdan uzaklaştırmaya aldı, dinlendirdi yavaş yavaş ısıttı ve 11'e koymaya başladı. Şu anda Aurelio eski Aurelio'nun formunu yakaladıysa işte bunu tamamen Zico'ya borçludur. Gelelim sezon başına "Ben bu kadro ile şampiyon olurum" dedi ve takviye istemedi. Futbolcularına güvendi. Sadece tek yabancı hakkı vardı ve o hakkı saklı tuttu. "Nasıl olsa transfer için zamanımız var, bekleyelim" dedi. Çünkü o hakkı, savunmada mı, orta sahada mı forvette mi kullanacağını, takımı iyice tanıdıktan sonra karar verecekti. Zaten doğrusu da buydu. Peki sonra ne oldu bir bakalım. Şampiyonlar Ligi maçından (Kadıköy'deki Dinamo Kiev maçı) iki gün önce Luciano sakatlanıp sezonu kapattı. Anelka büyük bir ihanetle antrenmanları bırakıp oynamayacağını açıkladı. Ve Aurelio'nun Türk vatandaşlığına geçişi onaylandı. Yani 3 yabancı açığa çıktı, bir de elde vardı, etti mi dört. (Bu arada Kiev maçına çıkılıyor o da ayrı) Eeee işte 4 yabancının birden ligler başladıktan sonra mecburi transfer edilmesinin öyküsü böyle. Peki bunları kimse bilmiyor mu? Herkes biliyor ama "adama saldıracağım" diye söylemeye cesaret edemiyorlar. Adamlar sahaya çıkıyor. - "Senin adın ne kardeş" - "Deivid" -"Peki senin ki ne?" - "Tuncay" -"Hadi çıkalım oynayalım" işin gerçeği bu. Dedik ki biraz sabır... Yahu biraz sabır... Bu işler bir iki günde olmaz. Bekleyelim ve görelim. Ama "istemezükçiler", "kafatasçılar", "Hayırrrrr, Zico hemen gönderilsin" diye ayağa kalktılar. Gelinen noktaya bakın, kim haklı, kimler haksız çıkmış iyice görün. Peki ya işi bilmeyenler dinlenip de Zico gönderilseydi ne olurdu? Hemen söyleyeyim Lazaroni'yi gönderip, Ziya Doğan'ı getiren Trabzonspor'la puan puana olunurdu. İtirazı olan var mı efendim? Her halde yok. Teşekkür ederim.