Modern çöpçatanlık
Sahi, bu ülkede bir anda ne değişti? Daha ilişkinin "İ"sini bilmeden aşkları tükettik. Meğerse aşktan anladığımız şey de iki bacak arasıymış ya. O nedenle de bacak açan kadınlara kızgınım. Közleri bir anda söndürdükleri için. Yaşadığımız ilişkilerin felsefesi bir garip oldu. Yeni mantık şu: Mutluyum ama hüzünlüyüm... Cinsel hayatım var; ama yalnızım. E bari bunları söylemişken, bir şeyi de yapmayı unutmayın. Elinize kına yakın. Son zamanlarda herkeste bir yalnızlık sendromu baş gösterdi. Kiminle konuşsam "Ben yalnızım" diyor. Kiminle konuşsam "Ben evde kaldım" diyor. Yalancı pehlivanlar gibiyiz. Yalandan "haydi bre pehlivan" diyoruz. Ama güreş tutacağımız kimse yok. Yalancı güreşçiler var. Onlarında sırtı zaten yerde! Geçen Pazar günü yine yalnız insanlarla birlikteydim. Hep birlikte kahvaltı ettik. 30 yaşındaki kadıncağızlar hayata küsmüş. Ne koca var; ne de bir sevgili. 30 yaşındaki bekar erkekler ise anne kıskacında. "Hadi oğlum" diyor annesi. "Ben ölmeden önce evlen de, torun torba sahibi olayım." Oğul ne yapsın? Kızı buldu da evlenmedi mi? Kasaptan et almıyor ki! Bir de 60'lık ihtiyar delikanlılar vardı ortamda. Onlar ise 35'lik kadınlara bakıyorlardı. Kendi yaşıtlarının yüzüne bile bakmadılar. Sonra "Neden?" diye düşündüm. Adamlar belki haklı. İhtiyar delikanlıların aradıkları aslında genç bir kadın değil. Onlar kendilerine bir "Aşı!" arıyorlardı. O genç kadınla, genç olmak istiyorlardı. Neşeyle hop oturup, hop kalkmak istiyorlardı. Ve en önemlisi hayata yeniden boş bir şekilde gülmek istiyorlardı. Bir de bu adamların yaşıtı olan kadınlara baktım. Onlar ise birlikte olabilecekleri bir bakıcı arıyorlardı. İlk koca sizlere ömür çoktan mefta olmuş. Şimdi sıra gelmiş ikinciye. Ama o adamı bulmak öyle kolay olmuyor. Ah, ah! Bu devirde hangi çağdışı kafalar görücü usulü evliliğe karşı çıkıyor anlamam? Eskiden ne güzeldi. Yaşı geleni hemen baş göz ederlerdi. Kimsenin ne kız, ne de erkek arama derdi vardı. Şimdi o adetin yerini "Modern çöpçatanlar" aldı. Önce yalnız insanları internet ortamında bir araya topluyorlar. Sonra da bir ortam yapıp tanıştırıyorlar. Ana, kızına dese ki: "Hayırlı bir kısmet var. İstersen oğlanı bir gör." O ananın başına dünyayı yıkarız. Bu devirde "görücü usulü mü kaldı?" diye... Ben de size sorarım. Bu insanların yaptığı ne? Ah ana ah! Biz ölmüşüz ağlayanımız yok!