Türk filmlerinde taciz
Uğur Yücel'in "Hayatımın Kadınısın" filmi dün gösterime girdi. Çok zor uyanan biri olmasına rağmen, sabahın erken saatinde 'vahiy' inmiş gibi gözlerini açmış ve hemen senaryoyu yazmaya koyulmuş Uğur Yücel. Gözünün önündeki yüz Türkan Şoray, beynindeki kelimeler 'merdivenler' ve 'aşk'. Filmi izleyince neden ısrarla "Türkan Şoray" dediği anlaşılıyor Uğur Yücel'in. Gerçekten de, başka biri olmazmış bu role. Hayat boyu süren bir aşka, hayattan gizli firarlarımıza, Orhan Gencebay'a, eski bir radyodan yükselen yalnız seslere yakınsanız, biraz da melodram seviyorsanız, tam sizlik! Ancak, 'asıl kadın'sanız daha pür dikkat izleyebilirsiniz filmi. Hemcinslerinin kadınları hor görmesine dayanamamış olacak ki; kadınların dertlerine de değinmiş Uğur Yücel. Türk sinemasında pek görmüyoruz bu dertleri. İçki ve kumara düşkün kocasından dayak yiyen, manevi şiddete de kurban olan eski bir assolist Asuman Karaca, yani Türkan Şoray. Bir de, hikayenin yan karakteri olsa da önemli bir vurguya sahip kızı Ahu, yani Ezgi Mola; 14 yaşındayken evden kaçan, şarkıcı olmak isterken kendini bir belanın koynunda bulan bir kız. İşte bu kızın dramı beni çarptı filmde. Filmin asıl öyküsü bu olmamasına rağmen. Belki bunda Ezgi Mola'nın başarılı performansının etkisi de vardır. Evde kalsa, üvey babası tarafından cinsel tacize kurban olan; evden çıksa evlenmek istediği adamın dayaklarına ve pezevenkliğine teslim olan, "Ben öleyim artık" diyerek intihara teşebbüs eden ama onu da beceremeyen Ahu... Aslında ne kadar çok Ahu var her yerde. Ne kadar çok birbirine sığınmak isteyen ama sığınamayan anne kızlar var. Yine de filme çok 'kadın kadın' bakarsak, insanın gönlünden finalı değiştirmek, dönüm noktalarına el atmak geliyor. Türkan Şoray, kızını da alıp evi terk etmek istiyor; kısa bir süre bir çiçekçide çalışıyorlar. Ancak olmuyor. Sonunda erkekten medet umuyor yine Asuman. Ahu ise zorunlu orospuluğunu kabul ediyor. Kadınlar yine kurban olma döngüsünden kurtulamıyor! "Eee, hayat da böyle değil mi zaten?" dediğini duyar gibiyim, sizin ya da filmi çekenlerin, sevenlerin. Bazen değildir işte. Bazen kadın kendi gücüyle yapabilir, ayakta durabilir, karşı koyabilir. En azından deneyebilir. Yenilebilir ama daha çok deneyebilir.