Ismarlama Aşklar
Normalde düğünleri pek sevmem, hele salon düğünlerinden köşe bucak kaçarım. Ancak bu kez durum farklı. Gelin,yakınarkadaşım,damadıisehiçgörmedim! Gelin, uzun yıllar İngiltere'de yaşadı, buraya bir iki günlüğüne gelirdi, hep aynı kafede buluşurduk. İngiltere'deki yabancı sevgilisini anlatırdı, anlatırdı, giderdi. Aradan zaman geçerdi, yine arardı, her seferinde "arkasıyarın"kuşağının"arkayaseneye"versiyonugibiilginçaşkhikyelerinikaldığıyerdendinlerdim. Hatta "hayali bir aşkı" dinlediğimi bile düşünürdüm, aslında böyle şeylerin hiç olmadığını, ne bir fotoğraf gösterirdi çünkü ne de zatı muhteremi görmüşlüğüm vardı. Sonra bir gün aradı, ben döndüm Türkiye'ye dedi, o da Avusturalya'ya döndü, ayrıldık dedi. Üzüldüm. Uzun süre sesi soluğu kesildi. Sonrabirikisenesonra,"evlenmeteklifetti"diyearadı.Tabiikidüğünegittim! Varmış, aşk da varmış, gözlerinde, çekimser damadın son derece geleneksel bir düğünde halay çekişinde, gelinin mutluluğunda, havadaaşkvardı! Gel gelelim oturduğum bekar kadınlar masasında aşktan pek söz eden yoktu. Biri, karar vermiş, kesinlikleİstanbul'dayaşayanbirİtalyanlaevlenecekmiş. Bir diğeri uzun uzun sitem etti bir türlü Türkiye'ye gelmeyen sevgilisine. Meğer biraydıryazıştığı,internettentanıştığıbirİngilizmişokişi! Bir diğeri illa Türk istiyormuş, özelliklerini sıraladı, aslında kendisininaynısınınerkeğiniistiyor! Uzun yıllar önce de bir gencin "Buaraaşıkolamamçokişimvar" dediğini duymuştum! Ismarlama aşklar, "aşk" ın altına, üstüne eklenenler, "aşkın mesaisi" bu dünyanın dönüşünü sevimsiz ve fazla hızlı kılmıyor mu sizce de? Aşk bu, rüya gibi, ısmarlama olmaz, görürsünüz, yaşarsınız, sonra ya unutursunuz sabaha ya da yıllarca hatırlarsınız. Bilinmez neden...