Türksüz Atatürkçüler (2)
Hafta sonu yayınlanan Türksüz Atatürkçüler başlıklı yazımıza destek verip devamını merak eden okurlarımıza teşekkür ediyoruz. Maalesef, görüşü, ideolojisi ve hesabına göre Atatürk'ü yorumlayıp kendine kalkan yapmaya çalışanlar mantar gibi çoğalıyor. Emperyalizmin kıskacına düşmüş dünyadaki mazlum milletlerin de örnek lider gördüğü Mustafa Kemal Atatürk'ü tanımak ve anlamak için hiçbir aracıya gerek yok aslında... O güzel ve eşsiz insan, hangi konuda ne düşündüğü bizzat kendi ağzıyla ifade etmiş. Askeri ve siyasi kimlikleri ile milletin meselelerini yorumlarken ne olduğuna da net biçimde ortaya koymuş. Dolayısıyla, Atatürk devrimci mi, halkçı mı, liberal mi, komünist mi, milliyetçi mi, batıcı mı, doğucu mu, dindar mı, dinsiz mi; akla takılan her soruya, bizzat kendi konuşmalarında cevap bulunur.
Mozayikçiler türetildi Son zamanlarda, yazımızın başlığındaki gibi Türksüz Atatürkçüler'in ürediğini ibretle gözlüyoruz. Mozayikçi anlayışla, halkımızı çeşitli etnik kökenlerle anarak başkalaştırmaya çalışıyorlar. Anadolu'nun çok zengin kültürel mirasından bahsedip hemen arkasından "Burada tarihten beri yaşayanlarda farklı zenginlikleri çıkartan farklı halklardı" yutturmacasına dalıyorlar. Ama bugün için böyle bir şey yok! Bu toprakların evlatları, eğer içlerinde sakladıkları şeytanca plan ve oyunlar yoksa, kardeş olduklarını haykırabiliyor. Etnik olarak farklı ana dilleri olsa da "Türk Çınarı"nın dallarından biri bulunmaktan gurur duyduklarını söylüyor. Din ve inançları ayrı olanlar bile kendilerini Türk diye tanıtmaktan asla kaçınmıyor.
Hepimiz aynı canlarız Bunların büyük çoğunluğu, kan bağı açısından Türk olan bazı hainlere nazaran, Türklükler'ini hem samimi biçimde sergiliyor hem de dost-düşman herkese vurguluyor. Aralarında, Anadolu toprağında asırlardır yer alan Ermeni'den Rum'a, Musevi'den Süryani'ye kadar hepsi bulunuyor. Ve bizleri de bu kardeşlerimizi, asla ayrım yapmadan kendi canlarımızdan bir parça görüyoruz. Onların vatan ve bayrak sevgisindeki samimiyetlerinden zerrece şühpe duymuyoruz. (Hatta, bizler onlar gibi, meramımızı anlatabilmek için zorunlu kullandığımız kelimelerden ötürü de utanıyoruz!)
Tuz-buz olmayalım Bize böylesi güzelliği bahşeden ve kardeşliğimiz pekiştiren siyasi iradenin sahibi de Mustafa Kemal Atatürk'tür. Vatan coğrafyamızdaki herkesin kardeşliğini "üniter devlet" çatısı altında sağlayıp Türkiye'nin Yugoslavya gibi tuz-buz edilip halkımızın birbirine düşman edilmesinin önüne geçmiştir. Ve o büyük insanın ne derece önemli işler yaptığını, bizi birbirimize et-tırnak gibi bütünleştirip etnik ırkçılık ve dincilik batağından kurtarıp kucaklaştırdığını, uzun dönemdir yaşadıklarımızdan ötürü daha iyi anlıyoruz. Hepimizin ortak üst kimliği olan "Türklük şuuru"nun ne kadar önemli olduğunu görüyoruz.