Doların tahtı sallanıyor
Türkiye'de ve dünyada çok önemli gelişmeler oluyor. Doğal olarak piyasalar bu gelişmelere reaksiyon veriyor. Bu gelişmelerden en önemlilerine ve bunların yaratabileceği olası sonuçlara değineceğiz.
İçerdeki gelişmeler 1. İlerleme Raporu, Rum kesimine limanların ve havaalanlarının açılması için ay süre daha verdi. Hükümet kanadından 'görüşümüz bellidir' cevabı geldi. 14-15 Aralık'ta yapılacak olan AB Liderler Zirvesi'ne kadar hiçbir adım atılacağını zannetmiyorum. Bir ayda Kıbrıs sorununun çözülmesi ise imkansızdır. Çok büyük bir olasılıkla yine, son saniye girişimleri ile bir hal yolu bulunmaya çalışılacaktır. Fakat bu sefer AB Ekim'deki kadar müsamaha göstermeyebilir. Piyasalarımız şimdiden bunun tedirginliğine düştüler.
2. Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda 14 ilde gerçekleştirilen bir anketin sonucuna göre halkın yüzde 70'i sayın Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasını istemiyor. Anketin ne kadar sağlıklı olduğu konusunda bilgimiz yok. Fakat henüz Cumhurbaşkanlığı'na ilişkin beklentiler fiyatlara yansımaya başlamış değil. Tahminen 14-15 Aralık AB Liderler Zirvesi'ni atlattıktan sonra, Cumhurbaşkanlığı konusuna yeniden odaklanacağız.
Dış piyasalar 1. Çin ABD'yi finanse etmeye devam edecek mi? Geçen hafta, dünya piyasalarını çok yakından ilgilendiren ve dünya ekonomilerindeki dengeleri değiştirebilecek
değiştirebilecek nitelikte bir gelişme oldu. Aslında bilinen bir konu olsa da Çin Halk Bankası (Çin'in Merkez Bankası diyebiliriz) Başkanı Zhou Xiaochuan Frankfurt'taki konferansta, dünyanın en büyük rezervlerini yönetme ve Çin parası Yuan'ın güçlendirilmesine ilişkin talepler karşısında zorlandığını söyledi. Ayrıca gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında, bankanın 'güvenli, etkin ve likit' bir rezerv yönetimi için uluslararası rezervlerini farklı paralar arasında dağıtacağını belirtti. Bu sohbet sırasında 'Çin Merkez Bankası dolar mı satıyor?' sorusuna ise 'hayır' cevabını verdi. Şu an ABD'nin cari açığını Asya ülkeleri finanse ediyorlar. Tarihin hiç bir döneminde ABD'nin cari açığı ve bütçe açığı bugünkü seviyelere ulaşmamıştı. Ayrıca dikkat çeken bir diğer gelişme ise, ABD'de bireysel tasarrufların da negatif hale dönüşmesidir. Bir bakıma dünya ekonomileri şu an şöyle dönüyor. Asya ülkeleri ABD'ye borç para veriyorlar ve ABD'li tüketiciler de bunun büyük kısmını Asya ülkelerinden alım yapmak için kullanıyorlar. Kaynaklara göre, Çin'in uluslararası rezervlerinin yüzde 72'si ABD'nin varlıklarına yatırılmış durumda. Zhou'nun mesajı ise, bundan sonra ABD varlıkları yerine yerine kendi rezervlerini başka ülke paralarında veya varlıklarda değerlendireceği yolunda net bir sinyal olduğu için, geçen hafta dolar, diğer paralara karşı değer kaybetti. Dünya'nın en büyük tahvil ve bono portföyüne sahip olan Pasifik Yatırım, Çin Merkez Bankası'nın, ABD varlıklarına yatırımını azaltması durumunda doların daha fazla değer kaybedeceğini söyledi.
2. Faiz artışları devam edecek: Dün yayınlanan Para dergisinde FED'in analisti olarak uzun süre çalışmış olan Erkin Şahinöz'ün muazzam bir değerlendirmesi var. ABD ekonomisi yeniden canlanıyor. Bu nedenle Şahinöz, ABD'de faiz indirimi olasılığının çok düşük olduğunu belirtiyor ve ekonominin ısınmaya devam edeceğini vurguluyor. Diğer taraftan Japon Merkez Bankası Başkanı Fukui, parlamentoda yaptığı konuşmada faiz artışlarına devam edeceği sinyalini verdi. Japon Merkez Bankası bu ayın 16'sında faiz kararını verecek ama 34 tane Bloomberg analistinden sadece beş tanesi Japonya'nın faiz artıracağını beklediklerini söylediler.
SONUÇ: Bu ortamda, doların dar bantta neden sıkışık hareket ettiğini sayın Salih Neftçi Star'daki köşesinde yazdı. Fakat basınç yeniden birikiyor ve dış piyasalarda doların hızla değer kaybetmesi süreci başlayabilir. Japonya faiz artırırsa, piyasalarımız hızla bozulabileceği için yatırımcı temkinli olmalı.