Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Saklambaç | Astroloji | Arşiv | Ana Sayfa
Bugün: 09 Kasım 2006  
KONUYLA İLİŞKİLİ DİĞER YAZILAR
Ulusal solun mimarı
'KIBRIS FATİHİ' adını alıyor

Ulusal solun mimarı

1972 yılında CHP liderliğini efsanevi komutan İnönü'den devralan Ecevit, DSP'nin de temel felsefesini oluşturacak olan 'demokratik sol' ve 'ulusal sol'un temellerini attı.



Bülent Ecevit 1965'te yeniden milletvekili seçilmiş ama partisi ağır yenilgiye uğramıştı. Bu sırada 1961 anayasasının sağladığı geniş özgürlükler içerisinde sol akımlar güçleniyordu. Partililer İnönü'ye "Paşam, Parti gençlik kolları sola kayıyor" deyince İnönü "Gençlik neden kaysın. CHP zaten ortanın solundadır" karşlığını verdi. İnönü'nün bu açıklaması Türkiye'ye bomba gibi düştü. Sadece AP'liler değil bazı CHP'liler de "Ortanın solu, Moskova yolu" diyerek İnönü'yü yıpratmaya çalıştı. Bu sırada Ecevit ve arkadaşları, İnönü'nün "Ortanın solu" olarak tanımladığı yeni CHP politikasına sahip çıktı. Rakiplerin sloganlarına "Ortanın solu, halkın, haklının yoludur" diye karşılık verildi. "Ortanın solu" bugünkü adlandırmalarla "Demokratik Sol" ve "Ulusal sol" hareket olarak daha sonra DSP'nin temel felsefesini oluşturdu.

"YENİLMEZ"İ YENDİ
CHP'de "Ortanın solu" hareketiyle yeni bir ivme yaratan Ecevit, 1966 yılında Genel Sekreterliğe getirildi. 12 Mart 1971 muhtırasından sonra, partisinin askeri yönetim tarafından oluşturulan Nihat Erim Hükümeti'ne, Bakan vererek katkıda bulunmasına karşı çıktı ve Genel Sekreterlik'ten istifa etti. İnönü ile yolları ayrılmıştı... Ancak yıldızı parlamaya devam ediyordu. CHP'nin geleceğini, kararlı, dürüst, yapıcı bir kişiliğe sahip olan Ecevit'te görenlerin sayısı hızla artıyordu. Mayıs 1972'de yapılan tarihi kurultayda Bülent Ecevit, İnönü gibi bir efsaneden sonra CHP'nin yeni genel başkanı oldu. Savaş meydanlarının yenilmez kumandanı İnönü, siyaset meydanında aldığı bu yenilgiden sonra ayağa kalktı, ceketinin düğmelerini ilikledi ve genel başkan Ecevit'in yanına giderek elini sıktı. Bu sırada salondakilerin kimi üzüntüden kimi sevinçten hıçkırarak ağlıyordu.... CHP'nin yeni lideri, 1973'teki ilk genel seçim sınavında yüzde 33.3'lük oyla partisine umulmadık bir zafer kazandırdı. Çok partili hayata geçtikten sonra CHP ilk kez doğrudan halkın oyuyla iktidarı yakalamıştı. Ecevit hükümeti kurmakla görevlendirildi. Milli Selamet Partisi ile koalisyon hükümetini kurarak 1974 yılında ilk kez Başbakanlık koltuğuna oturdu.

ABD'YE KAFA TUTTU
Ecevit, ilk Başbakanlığı döneminde Afyon'da köylülerin tek geçim kaynağı olan haşhaşa ABD tarafından konulan ekim yasağınıda kaldırdı. Amerikalı bazı yetkililerin İstanbul'u bombalama tehditlerine rağmen, Ecevit kararında direndi ve görüldü ki, yasa dışı kullanımını önleyici tedbirler alındıktan sonra haşhaş ekimi yapılabiliyor... Ecevitler siyasi mücadele sırasında büyük tehlikeler atlattı. İlk suikast girişimi 26 Temmuz 1976 tarihinde New York'taki Waldorf Astroia Oteli'nde gerçekleştirildi. Rum asıllı Stavros, lobide toplanan Türklerle konuşmak isteyen Başbakan Ecevit'e 2 metre mesafeden tabancasını doğrulttu. Ancak Amerikalı koruma görevlileri Stavros'u farkedip üzerine atlayarak yakaladı. Ecevit, korumaları Türkiye'ye davet ederek ödüllendirdi. 1 yıl sonra bu kez 29 Mayıs 1977'de İzmir Çiğli havaalanında suikaste uğradılar. CHP İzmir İl Başkanı ve Ecevitlerin yakın arkadaşı Mehmet İsvan ağır yaralandı. Olay örtbas edildi ve bugüne kadar da çözümlenemedi. İsvan, İsviçre'de yoğun bir tedavi sonucunda kurtarılabildi. 2 Haziran 1977'de dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Ecevit'i 1 gün sonra yapacağı Taksim Mitinginde suikaste uğrayacağı konusunda yazılı olarak uyardı. Ecevit, buna rağmen ertesi gün Taksim'de, bugüne kadar eşi görülmedik bir kalabalığa seslendi. Yüzbini aşkın Ecevit sevdalısı sesini duyabilmek, yüzünü uzaktan da olsa görebilmek için Taksim'e akın etmişti.

CHP ZİRVEDE
Ecevit'in en büyük siyasi zaferi Kıbrıs Barış Harekatından sonra geldi. "Kahraman" Ecevit, onbinlerce kişiyi meydanlara dökmeye devam ediyordu. Gazetelerin manşetlerinde Ecevit'in miting alanlarını dolduran mahşeri kalabalıkların fotoğrafları yer alıyordu. "Kıbrıs Fatihi", Haziran 1977'deki genel seçimde yüzde 41.4'lük oyla CHP'yi tarihindeki en yüksek noktaya taşıdı. Ancak tek başına hükümet kurmak için gerekli olan 227 milletvekilini çıkaramadı. Milletvekili sayısı 213'te kaldı. Kurduğu Azınlık Hükümeti güvenoyu alamayınca görevi Cumhurbaşkanı'na iade etti. Bu kez Demirel'in başbakanlığında 2. MC Hükümeti kuruldu. Ancak CHP'nin gensorusu ile 31 Aralık 1977'de düşürüldü. Ecevit yeniden Hükümet kurma görevini aldı ve 18 Ocak 1978'de 229 güvenoyu ile işbaşına geldi. Ecevit, 14 Ekim 1979 tarihinde yapılan ara seçimlerde oy kaybına uğrayınca, 2 gün sonra hükümetten istifa etti. Aralık 1979'da Demirel, eski ortaklarının desteğiyle Azınlık Hükümeti kurdu.

KÖYLÜ SEVDASI
Ecevit, sadece işçilerin dostu değildi. Ecevitler'in en büyük sevdası, projesi köylüleri kalkındırmaktı. Bülent Ecevit, siyasi yaşamı boyunca Köy- Kent projelerini yaygınlaştırmak, köyleri de kent ekonomilerine ve altyapılarına kavuşturmak için çaba gösterirken, Rahşan Ecevit de1976- 1978 döneminde Köylü Derneklerini kurup, Türkiye genelinde yaymaya başladı. Derneklerin amacı, köylülerin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasını sağlamaktı. Köy köy, mahalle mahalle, bir siyasi partiyi kıskandıracak şekilde örgütlenmeye başlayan Köylü Derneklerinin amblemi ise, DSP'nin habercisi gibiydi. Yeşil zemin üzerinde gagasında başak tutan bir beyaz güvercin bulunuyordu. Birçok ünlü siyasetçi, akademisyen ve üniversite öğrencisi Rahşan Hanım'la birlikte köylü derneklerinde çalışıyordu. Ancak 12 Eylül darbesiyle dernekler kapatıldı. Köylü Dernekleri sadece köylünün ürününü iç ve dış pazarlarda satmakla kalmadı, aynı zamanda "UMUT" gazetesinin de altyapısını sağladı. Rahşan Ecevit'in imtiyaz sahibi ve başyazarı olduğu UMUT gazetesi Aralık 1976'dan Aralık 1978'e kadar önce 15 günlük, sonra haftalık periyodla yayımlandı.

RAHŞAN HANIM'IN GÖZYAŞI
Ecevitler 12 Eylül askeri darbesinden sonra çok çile çekti. Darbe gecesi evlerinden alınarak Hamzakoy'da 1 ay zorunlu ikamete tabi tutulan Ecevit çifti, daha sonra serbest kaldı. Ancak askeri yönetim, 30 Ekim 1980'de CHP Genel Başkanlığından istifa edip, bir yurttaş ve gazeteci olarak demokrasi mücadelesini Arayış dergisinde sürdüren Ecevit'ten rahatsızdı. Sıkıyönetim Mahkemelerinin çeşitli bahanelerle verdiği mahkumiyet kararları sonucu Bülent Ecevit 3 kez cezaevine girdi. Rahşan Ecevit, eşini cezaevinin büyük demir kapısından içeri uğurlarken ağlıyordu.... Bülent Ecevit, daha sonra kendisini ziyarete gelen eşinin üzüntülü halini görmüş ve bir mektubunda ona şu satırları yazmıştı: "Haydi benim Rahşanım. Toparla kendini. Seni dün gördüğüm hale geleceksen dünyayı kurtarmak benim işime gelmez..." Ecevit'in bu satırları, siyaset yaparken en büyük gücü kimden aldığını açıkça ortaya koyuyordu.... 12 Eylül döneminde birçok parti kuruldu. Ancak yaşamı boyunca "tutarlı" olmaya büyük özen gösteren Ecevit, yine tutarlılık adına askeri yönetimin icazetiyle parti kurmaya karşı çıktı. Bu yüzden DSP'nin kuruluş çalışmaları bilincli olarak geciktirildi. Ayrıca, CHP döneminde hiziplerden çok rahatsız olmuşlardı. Kendi içinde birlik bütünlüğü sağlayamayan bir partinin, ülke içinde de birlik bütünlüğü sağlamada başarısız olacağını düşünüyorlardı.

SÖMÜRÜSÜZ DÜZEN İÇİN
Uzun hazırlık döneminin ardından DSP 1985 yılında siyasal yaşamda yerini aldı. Bülent Ecevit, siyasi yasaklı olduğu için DSP 1. Kurucular Kurulu toplantısında Genel Başkanlığa Rahşan Ecevit seçildi. Rahşan Hanım, açış konuşmasında DSP'nin özgürlük için, eşitlik için, adalet için, sömürüsüz bir düzen, süngüsüz barış ve sürekli demokrasi için, işçiler, köylüler, memurlar, esnaflar, sanatkarlar ve kısaca emekçilerle kurulduğunu söyledi. 1987'de siyaset yasağı kalkınca liderliği eşinden devralan Bülent Ecevit, aynı yıl yapılan genel seçimlerde barajı aşamayınca milletvekili çıkaramadı ve hem genel başkanlıktan, hem politikadan çekildiğini açıkladı. Ancak ısrarlı çağrılar üzerine 1989 yılında yeniden partisinin başına geçti. 1991 genel seçimlerinde DSP'nin oy oranı yüzde 11'e yükseldi. Böylece Ecevit 11 yıl aradan sonra yeniden Meclis'e girdi. 1995 genel seçimlerinde ise milletvekili sayısını 75'e çıkardı.




DİĞER GÜNE BAKIŞ HABERLERİ
'Devlet' kesin tartışma sürüyorErbakan imam götürüp...
Kazaya Aralık rötarı'Çankaya iddiam yok'
Selçuk, Gülen'e hakaret etmemişDüşmanlığın dozu kaçtı
Fransa'dan yargı tokadıAskerden Ermeni yanıtı
AKTÜEL
Bush Bush yıkıldı
ABD'de 'Kongre Seçimleri' Başkan George W. Bush'un hezimetiyle...
Spears boşanıyor
Kilo tehlikeye gebe
Tahıl mucizesi
Sigara içen hekimler uyarmıyor
115 yıl sonra yeniden şifa...

EKONOMİ
Fiyat Fiyat istikrarı tek hedef oldu, üretim büyük yara aldı
"Enflasyonu sadece kuru düşük tutarak düşürmeye çalışmanın olumsuz...
Şoka 'hava yastığı' önlemi
GS 'Deniz'i geçemiyor
Numara taşınabilirliğine...
Şeker kotası, biyobenzinle...
AB'den 'ekonomi yönetimi çok...
Piyasalar raporu fazla takmadı
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
İSTANBUL Sisli 16°C 8°C 
ANKARA Sisli 14°C 1°C 
İZMİR Parçalı Bulutlu 19°C 6°C 
ANTALYA Parçalı Bulutlu 19°C 11°C 
ADANA Parçalı Bulutlu 20°C 5°C 
EKONOMİ
IMKB E: 39.890,930 D:% 0,39
DOLAR S: 1,448 D:% -0,65
EURO S: 1,852 D:% -0,48
SAKLAMBAÇ
GÜNCEL
SPOR
AKTÜEL
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Saklambaç | Astroloji | Künye | Ana Sayfa
    Copyright © 2003, 2006 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu