Çevik Bir'in icraatı
Bazı okurlarımız, çok hassas. Ne zaman, makalemizde askerin siyasete müdahale etmemesine dair bir cümle geçse, bizi "askerdüşmanı" olmakla suçluyorlar. Halbu ki demokrasinin gereği bu. Askerin Cumhuriyet'i koruma ve kollama görevi, sonuç itibarıyla onların yıpranmasına yol açıyor. Çevik Bir, emekli oldu gitti ama, hâlâ ona dair haberler gazetelerde yayımlanıyor. Hasan Pulur, Yeni Şafak'tan Mehmet Gündem'e verdiği mülâkatında, Bir'e atfen şu sözl eri nakletti: "28Şubat'tagazetecilerikarargâhtayatırdık;korkutmakiçindenöbetçilerehavayaateştalimatıverdim." Çevik Bir, zor bir duruma düştüğü için bunu yalanlıyor, hatta "Kimikorkutmuşsamçıkıpsöylesin?" diye de soruyor. Emekli Korgeneral Altay Tokat da bu yöntemi kullandıklarını açıklamamış mıydı? "Şemdinli'dekibomba,mesajiçindi.Amabeceriksizceyaptılar.Bendebombaattırdım.Batı'dangelenhâkimlerişinciddiyetinianlamıyor.Hizayagelsinlerdiyeevlerineyakınikiyereattırdım." 28 Şubat sürecinde, 30'a yakın gazeteci, Hakkari'de, Irak sınırına 4 kilometre uzaktaki bir tugayda misafir edilmişlerdi. Bazıları, o gece silâh seslerini duyduğunu açıklıyor, bazıları ise hatırlamıyor. Belki silâh patlamamıştır ve muhtemelen Çevik Bir, sırf övünmek, gazetecileri küçümsemek, aşağılamak için böyle bir olayı Hasan Pulur'a nakletmiştir. Çevik Bir, üzerinden üniformayı çıkarttığı gün, bütün ağırlığını kaybetti. Cumhurbaşkanı olmayı bile düşlüyordu. Bir toplantıda yok olup gitti. "Askersiyasetekarışmasın" derken anlatmak istediğimiz şu: Kişiler, Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin itibarını arkalarına alarak, kendilerinde bulunmaz cevher olduğunu vehmetmesinler. Böyle yapanları gördük. Kendileri silinip gidiyor ama, maalesef, askerin hanesine de icraatlarıyla eksi puan düşmüş oluyorlar.