YÖK haksız
1994-2005 arasında, sadece bin 755 öğrenci yüksek lisans ve doktora için yurt dışına gönderilmişken, 2006'dan başlamak üzere 5 yılda, AK Parti, 5binöğrenci hedefini koydu. Herhalde kıyamet de bundan dolayı koptu. 1416 sayılı YabancıMemleketlereGönderilecekÖğrenciHakkındakiKanun, yetkiyi Milli Eğitim Bakanlığı'na veriyor. Milli Eğitim Bakanlığı, herkeseduyuruyapıyor ve dileyensınavakatılıyor. Tabii bazı şartlar aranıyor: * Diploma notu, 4'lük sistemde en az 2.75; 100'lük sistemde 70 olacak. * ÖSYM'ce yapılan Lisansüstü Eğitim Sınavı'ndan alınan puan en az yüzde 60 olacak. Değerlendirmede, Lisansüstü Sınav puanı yüzde 35, üniversite mezuniyet notu yüzde 25, yabancı dil puanı yüzde 5, kabul belgesi yüzde 5 ve mülâkattan alınan puan yüzde 25 oranında rol oynuyor. Öğrencilerin hocalarından aldıkları referanslar da göz önünde bulunduruluyor. DeğerlendirmeKomisyonu'na, Sağlık Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, TÜBİTAK, TPAO, BDDK, Türkiye İstatistik Kurumu, Ulusal Ajans ile Milli Eğitim Bakanlığı'ndan personel katılıyor. Ayrıca bütün komisyonlarda birer bakanlık müfettişi müşahit olarak görev yapıyor. YÖK, yukarıda sıraladığımız kurumlardan gelen temsilcilerin oluşturduğu komisyona, "Mülâkattaadamkayrılır" diye güvenmiyor. Bu yüzden YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, "MilliEğitimBakanlığı'nınyurtdışınagönderdiğibursluöğrencileriöğretimüyesiyapmayız" diyor. YÖK'ün seçimi dışında, kendi imkânıyla yabancı ülkelerde okuyanlar, öğretim üyesi olabiliyor. Ama Teziç'in keyfi böyle istedi diye, burslu okuyan başarılı talebelerin önü kesilecek. Çünkü onlar gariban. "KeşkeAnadoluMüslümanolmasaydı" diyen Emin Alıcı gibileri rektör yapıyorsunuz; mülâkat yüzde 25 etki ediyor gerekçesiyle, burs kazanan gençleri sakıncalı buluyorsunuz. Demek, "Müslümanmahallesindesalyangozsatanlar" sizce daha makbul.