Milli Eğitim'de 'irtica'! Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik dostumdur. DYP'li bir milletvekili iken, kimse onun, "irticacı", daha doğru bir tabirle "mürteci" olduğunu konuşmuyordu. Ama Milli Eğitim Bakanlığı hassas bir makam. Biraz da şahsiyetli ve iddialıysanız, topa tutulmanız işten bile değil. ANAP döneminde, Hasan Celâl Güzel'i hatırlıyorum. O günlerde, "irticacılarınizininbukadardikkatlesürülmemesinerağmen", Güzel de, kamuoyuna "gerici" olarak takdim edilmemiş miydi? Milli Eğitim, Kültür, Diyanet İşleri, Adalet, İçişleri, insanı ve sistemi şekillendirmesi bakımından önem taşıyan bakanlıklar. Dikkat ederseniz, Ecevit'in başkanlığında kurulan 57. Hükûmet'te bu bakanlıkların biri hariç tümünü DSP almıştı. MHP Bayındırlık, ANAP Enerji gibi bakanlıklarda akçeli işlerle oyalanırken, DSP'de İstemihanTalay Kültür, MetinBostancıoğlu Milli Eğitim, HikmetSamiTürk Adalet Bakanı oldu. SadettinTantan, Ecevit'in sevdiği ve onayladığı bir isimdi; bu yüzden İçişleri Bakanlığı'na gelebildi. Diyanet İşleri de HüsamettinÖzkan'a bağlandı. Her iktidarın bir dünya görüşü vardır. AK Parti'nin de. Anayasa çerçevesinde kalmak suretiyle, bu görüşün halka elbette bir yansıması olacaktır. Meselâ AK Parti, gençlerin, daha ahlâklı, daha dindar, ailelerine daha saygılı olarak yetişmesini isteyebilir. Geçmişte, Hasan Ali Yücel "pozitivizm" bayrağını taşırken, Tevfik İleri "milliyetçiliğivemaneviyatı" yüceltmişti. Hüseyin Çelik'in de, kendi partisinin ilkeleri doğrultusunda bir tercihe yönelmesinden tabii ne olabilir! Çelik, ne laik Cumhuriyet, ne de Atatürk düşmanıdır. Beyni, örümcek ağlarıyla kaplı, hurafelerin esiri biri de değildir. Amaç, hükûmeti "laiklik" üzerinden vurmak olduğu için, sıkı bir takibe alınmıştır. Kâh Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi kitabı, kâh 6. sınıf Türkçe kitabı, kâh 100 Temel Eser'den bir paragraf "keşfediliyor" ve Türkiye'nin irticaya teslim olduğu ispat edilmeye çalışılıyor. Ortadoğu bunca tehlikeli gelişmelere gebeyken, üstelik Türkiye Avrupa Birliği'ne doğru meşakkatli bir yolculuğa çıkmışken, zihinler böyle aptalca konularla işgal edilmemeli.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik dostumdur. DYP'li bir milletvekili iken, kimse onun, "irticacı", daha doğru bir tabirle "mürteci" olduğunu konuşmuyordu. Ama Milli Eğitim Bakanlığı hassas bir makam. Biraz da şahsiyetli ve iddialıysanız, topa tutulmanız işten bile değil. ANAP döneminde, Hasan Celâl Güzel'i hatırlıyorum. O günlerde, "irticacıların izinin bu kadar dikkatle sürülmemesine rağmen", Güzel de, kamuoyuna "gerici" olarak takdim edilmemiş miydi? 
