Tıpkı Lübnan'da katledilen küçük çocuklar gibi... Diyarbakır'da bir aileden 5 çocuk bombanın tesiriyle öldü. Mizgin, Dilan, Şilan, Zilan ve Nazlıcan... Hadise o kadar acı ki, insanın bu konuyu işlemeye eli varmıyor. Hele en küçük kurban Nazlıcan'ın o güler yüzü ve cin gibi bakan gözleri... Belki bu masum çocuk görüntüsü Batı'yı gaflet uykusundan uyandırır. Bir provokasyonla karşı karşıya bulunsak dahi, temelde sorumlu gene Öcalan ve PKK'dır. Peş peşe gelen şehit cenazeleri, sabırları taşırırken, karanlık emeller peşinde koşanları da hareketlendiriyor. Diyarbakır Valiliği'nin "Termostaşınırkenpatladı" açıklaması ne kadar gerçeği yansıtıyor? Parçalanmış erkek cesedi gerçekten teröriste mi ait? Yoksa oradan geçen sade bir vatandaşa mı? Terör eylemini üstlenen Türk İntikam Tugayı'nın web sitesindeki açıklama ne kadar doğru? Polis ve hükûmet, şüpheleri dağıtacak ve hakikate ulaşmamızı sağlayacak çalışmaları bir an önce tamamlamalı.
***
Birmeleğinardından: 3 yaşındaki Nazlıcan'ı ölüm, annesinin kucağında yakaladı. Tam da hayata alışıyordu; ruhunu teslim etti. Gözlerindeki ışık söndü, dudaklarındaki gülümseme dondu. Ana kucağı onun için en güvenli yerdi. Ama ölüm pusu kurmuştu bir su termosunun içinde. O kirli ellerin hazırladığı bomba adres sormadı. Nazlıcan, melek oldu.