Türkiye Barolar Birliği başkanı ÖzdemirÖzok, geçen hafta çok önemli bir çıkış yaptı. Yani BankalarKanunu'nu "hukukiaçıdan" eleştirdi, BDDK ve TMSF'nin "hukukunüstünde" birtakım yetkilerle donatılmış gibi davrandığını söyledi.
***
Aslında bendeniz bu defteri çoktan kapatmıştım. Bankacılık skandalı fırtınasının koptuğu günden itibaren çok sayıda hukuksuzluğu, haksızlığı, ve "ayrımcılığı" dilimin döndüğünce yazmaya çalışmış biri olarak, tabii ki Barolar Birliği Başkanı'nın söylediklerini esas olarak doğru bulmuştum, her ne kadar atı alan Üsküdar'ı geçmiş ise de...
***
Fakat bazen siz defteri kapatırsınız ama henüz defter kapanmamış olur. O sebeple yıllarca bas bas bağırmaya çalıştığım bir tespiti yeniden dillendirme ihtiyacı duydum.
***
2001 krizi ve bankacılık skandalının üzerinden 5 yıl geçmiş olmasına karşın henüz şu sorunun cevabı verilmemiştir: Bankalar,yasagereği,zaten,tartışmasız,itirazsızveteklifsizbirşekildedevletinsüreklidenetimialtındaolduklarıhalde,nedenelkonulacakdurumagelmişleryahutgetirilmişlerdirveaynıdurumdaolanbankalarınniçinbazılarınaelkonulmuşdabazılarınaelkonulmamıştır? Bu sorunun cevabını verecek bir babayiğit var mı bu ülkede? Bankası batan bazı bankacıları beraat ettirip, bazılarını içeri tıkan yargı, yukarıdaki soruya "resen" cevap aramış mıdır?
***
Ama bizim medyanın kafası ve yüreği tarafsız değil ki, bu soruyu sorsun ve cevabını arasın... Baksanıza, Türkiye'nin "engüvenilir(!)" gazetesi Milliyet bile, Özdemir Özok'ü, "batıkavukatı" olmakla suçluyor. Batık işadamını mahkemede savunmak suçmuş gibi... Zihniyet bu olduktan sonra, koyver gitsin!