Bodrum'da, Gümüşlük'e gitmeden olmaz. Ama her Gümüşlük'e giden Mimoza'yı bilmez. Gümüşlük'te, sahil boyu uzanan ve birbirine benzeyen balık lokantaları var. Lezzetli mezeler ve su içinden seçerek yediğiniz taze balık ile karnınızı güzelce doyurmanız mümkün. Fakat, biraz daha fazlasını arıyorsanız, farklılığı yaratmayı başaran az ötedeki Mimoza'ya gideceksiniz. Fikret Alphan, aslen Ağrılı. 8-10 sene Gümüşlük'te garson olarak çalışmış. Sıra sıra dizilmiş, birbirinin aynısı lokantalardan birinde görev yapmış. Bakmış, yıllar içinde ne tabaklar değişiyor, ne ekmek sepeti... Hep aynı tarz ikram. Ve, Gümüşlük'te farklı bir üslsunma çabasına girmiş. Diğerlerinden 200 metre kadar uzakta, önce 5-10 masa ile başlamış işe. Asma kabaklardan lambalar; çiçekler ve mumlarla donattığı özel tepsilerde çay, kahve ikramı. Denize döktüğü begonvilya yaprakları. Rum müziğinden seçme parçalar. Büyülü bir atmosfer kazandırmış lokantasına. Ve her sene, biraz daha büyütmek zorunda kalmış o mekı. Çünkü talep fazla; her gecesi dolu. İnsanlar farkı farketmiş... Biri diğerine söylüyor; müşteri arttıkça artıyor. Fikret Alphan, "özelliğimizimuhafazaetmekiçin,önümüzdekiyılküçüleceğiz" dedi bana. Çünkü, onun için, paradan da önemli, seviyenin korunabilmesi. Sen kop gel Ağrı'nın bir köyünden ve Gümüşlük'te en seçkin müşterilere hitap edebilen bir lokanta sahibi ol. Türkiye gerçekten fırsatlar ülkesi. Tabii işi iyi bilip, gayretle çalışanlar için böyle.