Bodrum'da Mumcular beldesine bağlı Güvercinlik'te oturuyorum. Dün çam ağaçlarının süslediği tepelerin üzerinde alevleri görünce içim cız etti. Üzerimizden sürekli helikopterler uçuyor; herhalde yangın yerlerine gidiyorlar. Birkaç gün önce, Gökova'nın Bodrum sahillerindeki bir koyundaydım. Firuze renkli deniz, yemyeşil çam ormanları. Gece olmasına rağmen, öyle bir sıcak rüzgâr üflüyordu ki, arkadaşlardan biri, "Cehennembuysa,cennetegitmekiçinsevapişlemeyebaşlayalım" dedi gülerek. Bir başkası, Temel fıkrası anlattı: "Temel cehennemde. Zebaniler, ona, haliyle kötü muamele ediyorlar. Temel kızıyor ve tehdit savuruyor: 'Eğerböyleyaparsanızkimsegelmezburaya.' Mavi yolculukta, şartlar ne olursa olsun, dudaklardan tebessüm eksilmez. Dün bir baktım, yangın, birkaç gün önce seyretmeye doyamadığımız yemyeşil kıyılara da ulaşmış mı! Ağustos'un bu günlerinde, Bodrum, bir yandan sıcak, diğer yandan yangınlarla cehenneme benzedi. Ama, ısının düşmesi ve yangınların kontrol altına alınmasıyla, hayat yavaş yavaş normal seyrine dönüyor. Bodrum gözyaşlarını siliyor. Ve Eylül mehtabına hazırlanıyor.