Yan tarafta ele aldığımız işsizlik meselesine bakarken, Türkiye'nin çalışabilir nüfusunun büyük bölümünün "niteliksizişgücü" olduğu gerçeğini de hesaba katmak gerekir. Niteliksizişgücü istihdam alanı bulmakta elbet güçlük çekecektir. Dil bilmez, yol bilmez, görgü, tecrübe ve birikimden yoksun işgücünü kim ne yapsın? İşsizlik oranının şehirlerdeki köylü yığınları içinde en yüksek seviyede olması bundandır.
***
Fakat ben başka bir "bağıntıya" dikkat çekmek istiyorum. Niteliksizişgücü, çeşitli kavramsal konularda ve tabii ki pratikte kendisini, yine niteliksizbirbiçimdetarifediyor veya ortaya koyabiliyor. Mesela, stadyumlarda terörün en inanılmazını ortaya koyan taraftarkitlesi, esas olarak bu niteliksiz "çalışabilirkitle"den kaynaklanmaktadır. İstisnalar kaideyi bozmaz. Vatanvebayraksevgisinin en "anlaşılmaz" bir biçimde ele alınması da örneğin aynı niteliksiz yapının bir başka yansımasıdır. Vatan sevgisi somuttur. Elle tutulur, gözle görülür bir biçimde ortaya konulmalıdır. Aile ve işyeri bağlılığını gözeterek, sürdürülebilir dostluklar tesis ederek, ülke ekonomisine karınca kaderince katkıda bulunarak, bedenin, beynin ve yüreğinle toplumsal kalkınmaya ve ilerlemeye omuz vererek ancak, "vatan sevgisi"nden söz edilebilir.
***
Yıllarca ağaç gölgesinde oturup, her söylemde memleketi ve yönetenleri eleştirerek, kahvede gele atıp, bunu da bir yaşam biçimi zannetmek belki bir tercihtir ama böyle bir tercihle takınılan tutum, vatanı ve bayrağı uzaktan seyretmektir. Belki yine de vatanısevmekhakkınızvardır ama vatan da döner sorar: -Beni gerçekten sevdiğini nereden anlayacağım, hemşehrim? Sadece savaşıp öldüğün zaman mı?