Ben bir Castrohaberi okuduğum zaman kendimi tutamam. Bir nevi saplantı haline geldi anlaşılan. 47 yıldır ülkesinin başkanlık koltuğunda oturan Fidel Abimiz, bir miktar rahatsızlandığı için koltuğunu "geçici" olarak bırakmış... İnsanın gözleri yaşarıyor. Fakat o da ne? Kendisine anasının öz sütü gibi hak ve helal gördüğü koltuğunu kardeşi RaulCastro'ya bırakmış. Bir Castro'dan öteki Castro' ya...
***
Bir genel seçim yapılmış da demokratik bir biçimde mi bırakılmış koltuk? Hayır! Ben hastayım diyor ağabey Castro kardeşine ve "Gel direksiyona sen geç" diyor, hepsi bu! Bu koltuk devir teslimini demokrasiolarak algılamak için kafayı sıyırmış olmak gerekir. Fakat buna rağmen, AmerikanDışişleriBakanlığı'nın açıklaması da olaya tüy dikiyor. Demiş ki hazretler: "Küba'yademokrasiningetirilmesiçalışmalarınadevamedeceğiz!"
***
Ben en son şu tahlili yapmaya başladım. Şu Amerika denilen süper güç, dünyanın neresinde isterse, her şeyi yapabilecek güçte, kabul ediyorum. İstediğini de yapıyor. Bilimsel alışveriş yapıyor, teknoloji satıyor, para satıyor, para alıyor Hiçbir itirazım yok. Ama ne olur, yalvarıyorum, dünyanın her hangi bir ülkesine "demokrasigetirme" işinden vazgeçsinler. Zorlanmasınlar bu kadar. Getirdikleri demokrasiyi hiç kimse istemiyor!