Sonunda El Kadı'ya kefil olan Tayyip Erdoğan haklı çıktı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin zanlı listesinde yer alan ve bundan dolayı 2001 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye'deki mal varlığı dondurulan El Kadı'ya, Danıştay'dan iyi hab er var. 30 Aralık 2004'te, aleyhte delil bulunamadığı için, savcılık, takipsizlik kararı vermişti. Danıştay da, mahkeme kararı olmadan, Bakanlar Kurulu'nun mal varlığını donduramayacağına hükmetti. Bileşmiş Milletler 2001'de El Kadı için "Terörefonaktarmaihtimalivar" demiş ama, o günden bugüne hiçbir dava açılmamış. Tayyip Erdoğan haklı çıktı fakat, gene de, "Kefilim" kelimesini kullanmamalıydı. Özellikle, üzerinde bir sürü spekülasyon yapılan bir kişiye, Başbakan niçin sahip çıkıyor? Belli ki, Cüneyt Zapsu'yu yalnız bırakmak istemiyor. Ama öyle bile olsa, bu gibi sözlerle siyaseti dalgalandırmak doğru değil. Zapsu, gazetecilere, email göndererek, "Sorularınızısorun,bendesizlereyazılıolarakcevapvereyim" diyor. Keşke, medyanın önüne çıksa, her soruyu açık kalplilikle sözlü olarak cevaplandırsa. Çünkü yazılı cevap, biraz da, kaçak güreşmek anlamına geliyor.