Bir sohbette bize aktarılmıştı, biz de kendisinden dinlemek istedik. Duyduklarımız doğruydu, ilave anlattıkları da oldu ama kendisi istemediği için ismini vermeyeceğiz. Esprileri ve gülen yüzüyle bilinen kabinenin etkin bir bakanının eşiyle ilgili bir haberimiz var. Çok değil, 1 ay önce İran'a yaptığı resmi bir ziyarete eşini de götürür bakanımız. Bu ülkeye ilk kez giden hanımefendi, sabaha karşı indiği Tahran Havaalanı'nda ilginç bir muameleyle karşılaşır. Zaten başörtülü olduğu halde, havaalanındaki görevli kendisine cilbab uzatır ve "İslam devleti kurallarına gore döpiyesinizin üstüne cilbab da giymelisiniz" der. İşte o anda verdiği yanıt, sadece İranlı görevlileri değil, heyetteki herkesi de şaşırtır. "Ben dinimin kurallarına uygun giyindiğimi düşünüyorum. İlave olarak bu siyah giysiye gerek olduğunu sanmıyorum" diyerek zarifçe geri çevirir. İslam'a göre giyinmeyenler belki daha önce bu tür reddedişleri yapmıştı ama ilk kez, örtülü birisi biraz daha örtünmeyi reddediyordu. Sokakta yürürken kendisine yönelen kızgın bakışları, olanca doğallığı ve cesaretiyle bertaraf edebilen bu kadın, ne eş ve siyaset durumundan ucuz kahramanlık yapmayı tercih etti ne de tevazuundan vazgeçti. Darısı diğerlerinin de başına...