At yarışları yayını ile atçılık camiasının Türkiye ve diğer ülkelerdeki durumunu anlatmak amacıyla kurulmuş bir kanal var. Adı, TJK TV. Bu yıl İstanbul'da sezon açılana kadar, yayın aşağıyukarı şöyleydi: Önce yarış canlı veriliyor, sonra aynı yarışın son 400 metresi, ardından da son 800 metresi ekrana geliyordu. Bunlar bitince, yarışın tekrarıyla bölüm noktalanıyordu. Peki sonra ne oluyordu? Hadi başlamışken, onları da sıralayalım: Yarış spikeri, koşunun kesin sonucunu ve kronometrik derecelerini aktarıyordu. Arada, bir önceki günün iki koşusu banttan yayına giriyordu. Devamında da, bir sonraki koşunun padoğu, yani atların gezinti yeri ve jokeylerin atbinişiyle piste çıkışı ve koşu... Bu böyle devam eder giderdi. Bu İstanbul sezonunda TJK, hipodromda konser organizasyonu başlattı. Bu durum, bütün yayın akışını değiştirdi. Şimdi sadece koşu canlı yayınlanıyor. Ne tekrar ne de son 400 ve 800 tekrarları... Doğruca şarkıcıya geçiliyor. Konser de konser olsa. Tabii pleybek. Eğer şarkıcı "kamuyararına" çalışmıyorsa, kendisine bir şeyler ödeniyor. İyi de, at sahipleri kesintiden şikayet edip, Ankara yollarını aşındırırken, bu doğru bir uygulama mı? Şarkılıtürkülü yarışla hipodroma daha çok seyirci ve bahisçi mi çekilmek isteniyor yoksa? İyi de, kaç kişi? Peki ekran başındaki yarışsever sayısını biliyor musunuz?
At yarışları yayını ile atçılık camiasının Türkiye ve diğer ülkelerdeki durumunu anlatmak amacıyla kurulmuş bir kanal var.
