3 Nisan 2006'da, Fatih Çekirge'nin yazısında, Hayrünnisa Gül'ün başörtüsü yüzünden özel izinle tedavi altında bulunan kocasının yanına girebildiğini okuyunca, doğrusu hiç inanmamıştım. Fatih Çekirge, eşinin komutanlar katında yatan Abdullah Gül'ü ziyaretini GATA'da üst düzey görev yapan bir komutanın ağzından şöyle anlatıyordu: "...Bilinizki,burasıkamualanıdırvesiyassembololarakgördüğümüztürbanlıkimsealınmaz.Öylegelenlerde,nizamiyedeuyarılıp,türbanınbaşörtüsübiçimindetakılmasıiçinricaedilir.Helekomutanlarkatınatürbanlıgirişolmaz. Amatabibirbakanımızıneşi,belkidekalabalıkolmayanbirsaattegelmiştir." Bu rencide edici üslûp karşısında, Gül ailesinin açıklama yaptığını hatırlıyorum. Hayrünnisa Gül, öyle arka kapıdan, tenha bir saatte değil, ön kapıdan serbestçe girmiş ve hiçbir engelle karşılaşmamıştı. Bu açıklama yüzünden, GATA'da, başörtüsü yasağı olmadığını sanmıştım. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün İstanbul Milletvekili Emin Şirin'e verdiği cevabı okuyunca, doğrusu büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. SORU: Başta Gülhane AskerTıp Akademisi olmak üzere, diğer askerhastanelere başörtülü hasta yakınları ziyaretçi olarak kabul edilmiyorlar mı? CEVAP: Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerini tanımlayan Anayasa'nın 2. maddesine göre, Türkiye Cumhuriyeti sosyal, demokratik ve hukuk devleti olma niteliklerinin yanında, aynı zamanda laik bir devlettir. Türk Silâhlı Kuvvetleri'ne ait sair kurumlarda olduğu gibi, askerhastanelerde de, mevcut hukuk sistemi dahilinde değerlendirme ve uygulama yapılmaktadır. İmza: Vecdi GönülMilli Savunma Bakanı
***
Pes doğrusu, AK Partili Vecdi Gönül de, başörtüsü yasağını, laiklik ilkesinin bir sonucu gibi gösteriyor.