Birkaç günden beri, Hürriyet gazetesi yazarı Emin Çölaşan, hesaplarına girildiğini, buna ilişkin sahte belgelerin düzenlenip, basına aktarıldığını belirtiyor. Buna karşılık, sadece, Maliye Bakanlığı'ndan cılız bir yalanlama geldi. Hükûmet yetkilileri bu işi ciddiye almalı. Yoksa, iddia üzerlerine yapışıp kalacak. Herkes, bu iktidarın, kendilerine muhalif gazetecilerin hesaplarını takip edip, aleyhlerine kullanmaya çalıştığını sanacak. Bu gibi olaylar önemlidir. Maliye Bakanı veya İçişleri Bakanı veya bizzat Başbakan, Emin Çölaşan'ı davet etsin, elindeki belgeleri incelesin ve kimin böyle bir tertip içinde olduğunu tespit etsin. Çünkü, bu, sadece Emin Çölaşan'a karşı bir komplo değil; aksine, Çölaşan'ın dürüst olup olmaması konusunda böyle bir olay tek bir soru işareti dahi yaratmaz. Ama, hükûmeti kirli bir işe bulaşmış gibi gösterir ki, bu da, iktidarın inandırıcılığına bir darbe daha vurur. Gerçekten bazı gazeteci ve işadamlarının hesaplarına girildi mi? Acaba iktidara yaranmak isteyen bazı işgüzarlar mı bu işi yaptı? Tıpkı, Eryaman operasyonu sonrasında, hazırlık tahkikatı sürerken, bazı evrakların Genelkurmay Başkanlığı binası önünde, davet edilen basın mensuplarına dağıtılması gibi. Şemdinli'de işgüzarlık yüzünden olanlara bakıp, ders almak gerekmez mi? Van Savcısı Ferhat Sarıkaya, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a kadar uzanmayı düşünmeseydi, belki bugün konunun aydınlanmasında çok daha iyi bir noktada bulunurduk.