Çarşamba gecesi Kanaltürk'te, Yavuz Bingöl'ün "Türküler" isimli programında Can Yücel anıldı.. Takıldım kaldım.. Can Yücel, yani Can Baba ile birlikte aynı günlerde, aynı hastanelerde yoğun bakımlardaydık.. O yoğun bakımlar ki çoğunlukla en son istasyonlar.. Hani "Burayakadar.." diye bağıran yerler.. Eski zamanlarda, tramvay vatmanlarının içeriye, yolculara seslendiklerince: "Sondurak..Depoyagider.." Yakın akraba, hemen hemen aynı türden bir kanserden ötürü o hastanedeydik.. Ama ben bilmiyordum.. Yoğun bakım faslından sonra odama çıkartıldığımda, ziyarete gelenler söylemişlerdi.. "CanBaba'dangeliyoruz..Odaaşağıda..Yoğunbakımdanyeniçıktı.." diyerek.. Yani demem o ki, ben "Depoyagider.." diyen vatmanın uyarısına rastgeldim indim, ya da indirildim tramvaydan.. Ve Can Baba, depoya gitti.. O zaten daha önceden söylemişti söyleyeceğini: "Dünyadenilenat,kaydıaltımdan.." Ve ben kulakları çınlasın sıkça mırıldanırım bir şiirini, gazetelerdeki ölüm ilanlarına göz attığımda: "Ölüm,buaradaçokoldunsen Ortalığıkırıpgeçirdin Dostlarataktın,gençleretaktınkancayı Kendimiçinsöylemiyorum,yanlışanlamabak! Nasılolsabenimmiadımdoldu Amasendebokunuçıkartmaişin"
***
Bir gün Metin Üstündağ ile Muhsin Kızılkaya uğramışlardı.. "Abisençokiyisin..CanBaba'nınyanındasünnetçocuğugibisin.." demişlerdi hiç unutmam.. Ben sünnet çocuğu, boynum bir yanından öbür yanına kesik, boğazım delik deşik, hortumlarla soluyan biri.. Demek ki Can Yücel nasıldı? Onun şiiridir: "DünyagözlerimikendiellerimleörttümDeğdiyorgunluğumaBirölümkaldıydı,onudagördümBenipişmanetmedidoğduğuma"
***
Mahpuslar, mahpusluklar yatmıştı.. Şimdilerde tişörtlerde fotoğraf baskı olan Che Guavera'nın anılarını tercüme ettiği için.. Mahpusluğunda "hediye" diye getirilen üzümlerden şarap, meyvelerden rakı yapmıştı.. Ve meçhule giden gemiye binmeden önce de söylemişti söyleyeceklerini: "Aşkyokmuşsizdebeşparalık Gidiyorumbenhoşçakallar S.çmışımbenortalıkyerinize K.çımınfosforuylaaydınlanınsizartık"