"Birkahvenin40yılhatırıvardır.." deriz ya hep.. Pekiy ya kahvehanelerin? Onların hatırları ne olmalı? Onları da geberttik, öldürdük.. Kalanların çoğu ise kumarhane.. Ben fakir, bu İstanbul'un roman olmuş, öykü olmuş, şiir olmuş kahvehanelerine yetiştim.. Onlarda oturdum.. Muhabbetlere katıldım.. Bizim ilk gençlik zamanlarımızın en müşterek noktaları kahvehanelerdi.. Pub'lar, Amerikan barlar, kafeler ve şimdilerin vesaire vesaireleri ne sittirsin? "Kısmetikapalıbirgençliktik.." diyeceğim ama yine kendi hallerinde güzel günlerdi onlar.. Kahvehaneler.. Öyle pek kahve kültürüm olmamasına, oralara fazla bir takıntım bulunmamasına rağmen İkbalKıraathanesi' ni de Meserret' i de iyi bilirim.. Tozlarını koklamışımdır.. Müdavimleri olan yol yordam görmüş kişileriyle, adam gibi adamlarla alınıp verilir selamlarım olmuştur.. (Bazıkahvehaneler,"Kıraathane.."diyebilinirlerdi..Yaniokumayerleri..) Bir zamanlar Beyazıt Meydanı'ndaki KüllükKahvehanesi' nin tadı doyumsuzdu.. Hele yanı başındaki Sahaflar Çarşısı'ndan çıkmışsan ve koltuğunun altında sevdiğin, okuma özlemiyle yandığın kitaplar varsa.. Zamanın ünlü yazarları, yazılarını çokça bu kahvehanelerde oturup yazarlardı.. İnsan üzerine yazarlardı.. İnsanı, göre koklaya yazarlardı.. Orhan Kemal, İkbal Kıraathanesi'nden çıkmazdı.. Küllük'ün, Meserret'in, İkbal Kıraathanesi'nin romanları, destanları, şiirleri yazılmıştır.. Ama yine kahvehanelerin en kralları mahalle, semt kahvehaneleriydi.. Eski zaman adamları hala o kahvehaneleri çok ararlar.. Hani artık bu şehirde parmakla gösterilecek kadar az kalmış o yerleri.. O kahvehaneler ki mahallenin, semtin en ayak altı yerlerinde ve çoğu bahçeli.. Yani olay şu ki hem yazlık hemi de kışlık.. (Geceninçokgeçsaatlerindebazıkanallarda,çokeskiTürkfilmlerioynatılıyor..Onlardabudediklerimerastlayabilirsiniz..) O kahvehaneler, yaz geldiğinde masaların, sandalyelerin bahçeye ya da yol üstüne, ağaçlar altına atıldığı (Ozamanbuşehirdeağaçlardavardı..) yerlerdi.. Nargilelerin fokurdadığı, çay kokularının etrafı sardığı.. Güncel tüm sorunların konuşulduğu. Herkeslerin herkesleri tanıdığı.. Yaşlıların hep aşırı saygı gördüğü.. İcabında külhanilerin, bıçkınların racon kestikleri.. Mahalle, semt kızlarının önlerinden başları yere eğik, koşuştura koşuştura geçtikleri o kahvehaneler.. Kahvehaneler ki radyosundan birlikte öğle ve akşam ajanslarının dinlendiği, birlikte ahkam kesildiği.. Gelen tek gazetenin müşterek okunduğu.. Mahallerin delisiyle birlikte gırgır geçildiği o kahvehaneler, bir bir yok olup gittiler.. Tek tük kalanlara da kulak asma.. Ya kumar oynayan ya birbirlerinden habersiz işsiz, güçsüzler.. Ah o kahvehaneler ve o insanlar şimdi olacaklardı da günümüzün sorunlarını tartışacak, dişlerine göre olan tipleri sarrakaya alacaklardı ki, şenliğe bak.. Böylesinemuhabbetler.. - Mirim,neolacakbumemleketinhali?Ekmeğeyinezamyapmışlar..FakirfukarayıhiçmidüşünmezbuAnkara'dakiler?Allahgünahyazmasınamaekmeğinhallarıdaacayip..Altıüstü250grambirşey..İçiboş..Yarısıterkossuyu..6-7kişilikbirailegündekaçekmekyerbilmezmibunlar?