"Alooo." "Buyurun doktor Taci Tansiyon ben..." "Kuş gribi hattı değil mi?" "Evet..." "Doktor bey... Geçen üstünüze afiyet kafama kuş şeyetti de..." "Demeyin. Bu çok tehlikeli. Çünkü virüs dıçkı yoluyla bulaşıyor." "İşte ben de şimdi aldım bu dıçkıyı. Hani kuş şaapınca şans getirir derler ya. Eve gidip hanımın çoluğun çocuğun kafasına şeyettim." "İyi halt etmişsin. Sen hemen aileni al gel bize. Sizi hemen müşahade altına almamız lazım." "Yok yok yanlış anladınız ben kendim için ailem için aramadım kuş için aradım." "Nasıl yani?" "Şimdi bu kuşu tuttum ben. Yakaladım." "Nasıl yani?" "Kafama şeyetti ya. Sonra benim kondunun çatısına kondu. Ben de hemen yakaladım eve getirdim." "Eeee..." "Kuş hastalandı evde. Durumu çok kötü..." "Sen kuşu bırak hemen aileni getir. Hala tehlikeyi anlamadın mı?" "Asıl sen anlamadın be doktor. Biz yıllardır içtiğimiz sudan, yediğimiz meyve sebzeden soluduğumuz havadan mikrobun her türlüsünü almışız. Biz kuştan mikrop kapmadık kuş bizden mikrop kaptı. Kuş gribi diye garibim kuşlarla uğraşacağımıza biz kendimize bakalım be doktor." "Aaaaa." "Yaaaa."