Saddam telefonda... "Alooo..." "Yes buyur..." "Bush'u aramıştım..." "Ben prezidant Bush buyur Blair..." "Sen beni yanlış Blair. Ben Blair değil Saddam'ım... Lavuklar telefonu bağlasınlar diye Blair dedim you andistend." "Saddam mı?" "Saddam tabii... Firardayım... İsyanlardayım. Yaktın ulan beni... Kimyasal silah saklıyorsun ayaklarıyla ülkemin kimyasını bozdun." "Neredesin Saddam?" "Ananın... Yani Annan'ın Kofi Annan'ın yanındayım... Hi ho ho hah... Lan sana nerede olduğumu söyler miyim ben?" "Ben Irak'a barış getirdim. Demokrasi getirdim." "Sen al o barışını demokrasini de müsait bir yer..." "Ayıp oluyor ama..." "Müsait bir yerde ineyim. Sana demedim Bush taksideyim de taksiciye dedim." "Demek Taksidesin." "Yahu Bush tanımadın mı beni? Şaka yapıyorum... Saddam falan değilim ben. Saddam hapiste ya..." "Eee... Sen kimsin?" "Ben Kamu. Adım Kamu soyadım Vicdanı... Kamu Vicdanı... Senin yaptığını kamu vicdanı kabul etmedi. Bundan sonra yakandayız bilesin." "Anlamadım..." "Anlarsın... Sokağa bir çık anlarsın..."