Köpekler bugünlük burada kalsınlar.. Perşembe gecesi, cuma gününün saat 03.00'üne kadar Avrupa'ya giriş biletimizin kesilmesi için televizyon karşısından nöbetçi asker oldum.. 2005'in Ekimi'nde bir gün verdiler, AB'ye girmemiz için,, müzakerelerin başlaması için. Verdiler vermesine de Kıbrıs konusunu dayayıverdiler burnumuza.. Ucu açıklık var, delegasyonlar var.. Bize bir sanal alem, kendileri için somut istekler.. Gece saat 03.00 hesabıyla (perşembe) Türkiye'nin kabul etmesi zor.. Tayyip Erdoğan Bey de bu zaman diliminde "Tarzan'dandahamüşküldurumlarda" .. Söylediği laf da bizlere yakışır: "Kabuledilemez.." Adamlarda hep aynı alışkanlık: "Verağzınazeytini,tutkıçınakovayı.." Yarın cuma.. Gün ola harman ola..
***
Ve dünkü cuma görüşme üstüne görüşme; müzakereler.. Kerhen "He.." diyen ve haksızlık üstüne haksızlık yapan bir Avrupa Birliği.. Ucu açık olan müzakereler.. Yani sonu belirsiz görüşmeler.. Masaya şartlı şurtlu oturma.. Ve Güney Kıbrıs'ı tanıma koşulu.. Olasılığı meçhul bir tam üyelik.. Adamların bizleri aralarına almak istemediklerini anlamamız için davulzurna mı çalmaları gerekiyor? Türlü çeşitli şekillerde sürdükleri yokuşları hala görmezden gelenlerimiz var.. AB maceramızın başlayıp başlamadığı gazetelerin birinci sayfalarında.. Bu arada, Doğu'da yaman bir kış var.. Soğuk, kar, tipi ve kapanan yollar.. Önceki gece, ısıölçerler Erzurum'da eksi 31 dereceye vurdular.. Eee, kış dediğin kışlığını, puşt ise puştluğunu yapacak bittabi..